Spoiler içerirKitabı bitirdim.Ama kitap mı beni bitirdi bilmiyorum :D gülüyorum ama kitabı okurken en fazla tebessüm etmişimdir,uzun zamandır anlamlandırmaya çalıştığım şeyleri bu kitapta buldum gibi.Hatta belki de buldum.Her sayfasını sıkılmadan mı okursun bir kitabın,evet bu kitabı öyle okudum.Ona rağmen kısa sürede bitiremedim çünkü hemen bitsin istemedim belki de bu konuda okuduğum ilk derin kitap olduğu için.İlkler her daim değerlidir ;).Kitabın yazarı da hemşerim çıktı.Demek ki hemşerilerimden tanıdıklar da varmış,Yavuz Bülent Bakiler ve nice hemşerim olan veya olmayan gönül insanları gibi..Tanıdıklar çünkü kitapta şöyle bir hikâye geçiyor; “Evvel vakitte bir diyar vardı.Bu diyarda yaşayan her kim varsa,sultanından kölesine,çocuğundan ninesine,atasından dedesine hepsi aşk ehli âdemlerdi.Erkekleri Mecnun,kadınları Leyla soyundan gelmeydi.Aşkı bilir aşkı Aşk için isterlerdi.Padişahları dahi aşk yolunda bir köle farz ederdi kendini.
Bir gün komşu ülkenin sultanı bu aşk ülkesindekilerin halini kıskandı da bir büyü yapmak istedi.Dileği oydu ki aşk diyarında yaşayan bütün insanlar aşkı unutsun da kalplerini bir et parçasına çevirsinler.Bu niyetle bir büyücüye gitti.Aldığı efsunu aşk diyarında yaşayanların içtikleri ırmağa karıştırdı.Hikâye bu ya aşk diyarının padişahının bu hâlden haberi oldu lakin vakit az,çare hudutluydu.Saraydakilere her ne olursa olsun su içmemelerini söyledi.Bütün ahali ise çoktan o sudan içmiş,aşkı hiç etmişlerdi bile.Saraydakilerden çoğu da susuzluğa dayanamamış,kana kana midelerini o suyla doldurmuştu.Bir padişah kalmıştı o sudan içmeyen,bir karısı,bir de oğlu.Onlar da ellerinde bulunan tiryak karıştırılmamış sudan azar azar içiyorlardı.Gel zaman git zaman aşkı nisyana vurmuş, gönüllerini kara bir taşa çevirmiş halk,padişahlarının halini delilikten bildiler.Dediler ki sultanımız aşk diye kelam edip,kendini kaybetmiş,aklını elden vermiş de Mecnun olmuştur,deli olmuştur.Ve isyan ettiler padişahlarına.Padişah da başka bir çare bulamayıp,oğlunu ve karısını alıp ülkesini terk etti.Derler ki bugün deli diye ortalarda gezip,halden hale girenler,diğer insanların anlamadığı sözler söyleyip de kendini bilmez halde gezenler o padişahın soyundan gelenlerdir”. Biz ise ne dışlayanlarız,ne de o deli dedikleri gibi olabilenlerdeniz :/