Bir anne ne kadar fedakar olabilir? Grace her anne gibi küçük oğlu Adam'ın okuldaki önemli günü için okul bahçesindedir. Başını çevirdiği an gördüğü manzara onu dehşete düşürse de annelik iç güdüsü ile yükselen dumana ve alevlere aldırmadan okulun içine giriyor ve roman burada başlıyor... Hastahaneye geldiğinde kızı Jenny'ninde kendisi ile beraber olduğunu fark etmesi uzun sürmese de yatakta kendine baktıkça bunun ne kadar inanılmaz olduğunu anlamaya çalışıyor. Jenny'de yanındadır ama fiziksel olarak ne durumda olduklarından henüz haberleri yokturdur. Saatler ilerledikçe başlarına neler geldiğini, doktorların onlar hakkında neler söylediklerini, en önemlisi de arkadaşları ve aile fertlerinin kendileri hakkında neler düşündüklerini öğrenmeye başlıyorlar. Kendi ön yargıları ile yüzleşirken, insanların hiçte göründüğü gibi olmadıklarını anlamaya başlıyorlar... Grace bir anne olarak kızının ne kadar çabuk büyüdüğünü, onunla hastahane koridorlarında yürürken daha çok anlıyor. Güncel konuşmalarını, bir ebeveyn olarak başarılı olmasını, eleştirdiği her konunun ne kadar gereksiz oluşunu düşünürken, onunda bir hayatı ve kişiliği olduğunu, pişmanlıklarının yüzüne tokat gibi vurmasını hissederken; hayatın ne kadar çabuk biteceğini ve ailesinin tüm o sevgi dolu sıcaklığını tekrar hissetme isteği ile savaşıyor... Anne ve kızın okul yangınını araştıran polislerin bulduğu ipuçlarını bir araya getirmeleri, iyi ve kötünün iç içe oluşu, aile bağlarını ve kardeş sevgisini, fedakarlıklarını, kişiliklerde görülen karakter ve içte tutulan gerçek kimliklerin ustaca harmanladığı bu eserin sonuna geldiğinizde yüreğinizin bir köşesi acıyacak... Bu eseri okuduktan sonra yazarın diğer kitabı olan "Kardeşim" adlı eserini de en kısa sürede okuyacağım....

ArdındanRosamund Lupton · Epsilon Yayınları · 201331 okunma

·

127 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.