Keşke herkes okusa dediğim bir kitap oldu #taştanvekemikten. Bilmediğimiz zorlu bir coğrafyaya, Kuzey Kutbu'na gidiyoruz bu yolculukta ve genel olarak popüler kültürde Eskimolar (bu kelimeyi hakaret olarak kabul ediyorlarmış) olarak bilinseler de İnuitlerin geleneksel yaşamlarına misafir oluyoruz. Kitabın başında ailesinden ayrı düşen Uqsuralik'in çocukluktan kadınlığa geçişine, cinsiyet rolleri ve zorlu doğa şartları ile mücadelesine, sınırlarını öğrenmesine, doğumlara, ölümlere, topluluk olmaya, İnuitlerin bilgeliğine, ruhla olan bağlarına, şamanizme, kısaca hayata eşlik ediyoruz. #kurtlarlakoşankadınlar kitabında da sık sık yer verir Estes İnuitlere ve mitlerine, güçlü bir kadının öyküsü bu kitaptaki de. Anlatımı muhteşem, yer yer şiirler/ezgilerle anlatıyor yazar, geleneksel sözlü anlatıyla uyumlu olarak. Doğayla uyum içinde olmalarını, yaşam döngüsü inançlarını hayranlıkla okudum. Kitabın arka kapağında Annie Earnaux 'nun da dediği gibi Uqsuralik'le duygudaşlık kurduğum bu kitapta, hem öykü, hem yazarın anlatımı hem de hiç bilmediğim bir coğrafyayı/kültürü öğrenmek yani hepsi beni derinden etkiledi. Berengere Cournut kitabı yazmadan önce, kemikten ve taştan oyulmuş heykelcikleri keşfettiğinde, bu sade ve güçlü eserlerin hangi toplum tarafından yapıldığını merak etmiş ve aylarca arşivleri okumuş. Sonra da bu öğrendiklerini paylaşma isteğiyle yazmış bu kitabı. Öğrendiklerini paylaşmayı, çok önemser ve değerli bulurum, burada da bir duygudaşlık yaşadım. Kitabın sonunda bir fotoğraf albümü var, "İnuitler'in dünyalarına bir kapı olmasını" istemiş yazar. Okurken aldığım bu keyifte, özenli ve başarılı Ekin Özlü Akseki çevirisinin payı büyük.

Taştan ve KemiktenBerengere Cournut · Can Yayınları · 202169 okunma

·

203 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

odikitap