Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

94 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
●"Ödemeyi peşin yapın ama hükmü peşin vermeyin" derler. Ben hükmü peşin vermiştim Reşo Ağa için. Aslında sebep ilk iki hikayeydi. Sanki zaman öldürmek için yazılmış, özensiz gibi bir izlenim yarattı. Ne zaman ki diğer hikayelere geçtim işte o zaman önyargılı davrandığımı anladım. ●94 sayfa ve 10 kısa hikayeden oluşuyor kitap. Bu kadar az sayfalı olmasına rağmen en çok alıntı yaptığım kitaplardan biri oldu. Özellikle Üç Bit hikayesini çok beğendim. Sizlere spoiler vermemeye çalışarak bu 10 hikayeden bahsetmeye çalışacağım. Az sayfalı bir kitap ama içinde düşünmeye sevk eden hikayeler var. ■Reşo Ağa : Derinlere inmeden, hızla anlatılmış bir namus meselesi. Bu hikayede kadın namusu erkeği ne hallere getiriyor! onu okuyoruz. Bütün çileyi çeken kadınların hiç suçları yokken katledilmesi, erkek egemen toplumda kadının yerinin olmaması kısaca anlatılmış. ■Kesik El: Daha doğarken kız olduğu için hayata yenik başlayan, ailede değer görmeyen Fadime'nin hikayesi. Bu hikayede düşündüren kısım; kadınların yaşları ilerledikçe erkek düşüncelerini daha çok benimsemeleri oldu. Yaşamını erkeklerin baskısı altında geçiren ve tamamlayan kadınların hemcinslerine ve dahası kendi kız çocuklarına acımasızlık etmeleri doğu kültürünün büyük sorunlarından. ■Pala Hamo: Kan davası hikayesi ama sonu değişik. Pek bir sona bağlanmamış ama sanırım Palo Hamo'nun amacı kısır döngüyü kırmaktı. Bir sizden, bir bizden şeklinde ilerleyen kan davası ritüelini "hadi bu sefer sizden olmasın" deyip bitirebilmeyi amaçlamış olabilir. ■Aç-Kapa: Bu hikaye yoksul halklara isyan içermekte. Başkaldıramayan toplumlar yoksulluk içinde debelebirken, yöneticilerin zevki sefa sürmesinin ve halkın buna sesini çıkarmamasının hikayesi. Aynı zamanda emekçilerin çalışma koşullarının eleştirildiği, insanın eşyadan daha az değerli 9olduğunun vurgulandığı bir hikaye. Tarih tekerrürden ibaret. Geçmiş bu güne daima yansıyor. ■Yorulmayan Adam: Bu hikaye kadın erkek ilişkilerinde zaman kavramını konu alıyor. "Bu gece olmaz başım ağrıyor" diyen kadın, bana hiç zaman ayırmıyorsun diyen erkek. Sonu sürprizli. ■Düdüklü Tencere: Sonunda adama "e be aptal adam değdimi yani" dedirten orta halli bir hikaye olmuş. ■Üç Bit: Bu hikayeyi çok beğendim. Kitap içinde en çok alıntı yaptığım Üç Bit oldu. Soyut kavramların olmadığı daha çok somut kavramların öne çıktığı bir ilişki yaşayan adamın karşısına 3 Beatnik çıkıyor. Hayata bakış açısını değiştirmeye yönelik sohbetleri keşke bir kitap olsaydı. Diyaloglar mükemmel. Beatnik, Beat kuşağından gelenler için söyleniyor. Sözlük tanımından daha farklı işlenmiş kitapta. ■Ayağa Dayak: Bu kısmı bitirince 10 dakika sadece düşündüm. İnsan emeğinin yine hiçe sayıldığı ve insanın kendini iş için fazla yıpratması anlatılmış. Sürekli çalışıp, para biriktirip, sonrasında bu paraları, kendimizi fazla yıpratmamızın sonucunda sağlık için harcamak tuhaf ama gerçek. ■Öl Ana: Bir adam annesi ve eşinin arasında kalmış durumda. Gelin-Kaynana çekişmesinin sonucu tükenen adamın annesine dert yanışı, annelerin emeklerinin konu edildiği son hikaye. Bekir Yıldız'ın tarzı biraz, halk dilini hikayelere yansıtmasıyla, arada verdiği toplumsal mesajlarla Fakir Baykurt'u anımsattı bana. Yeni bir kalemle tanıştım. Artık yazısına aşinayım. Keyifli okumalar dilerim.
Reşo Ağa
Reşo AğaBekir Yıldız · Habora Kitabevi Yayınları · 1971126 okunma
·
496 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.