Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

436 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
10 günde okudu
Son Tanık Glenn Meadle'nin okuduğun ikinci kitabı. Daha önce yazarın ilk kitabı olan Kar Kurdu'nu okumuş, epey beğenmiştim. Açıkçası Son Tanık yazarın okuduğum diğer kitabı olan Kar Kurdu yanında daha vasattı diyebilirim. Tanıtım yazısını okuduğumda ilgimi çekmişti ama bazı noktalarda eksik şeylerin olması az da olsa beni hayal kırıklığına uğrattı diyebilirim. Eser yakın tarihimize damgasını vurmuş, insanlığın utanç manzaralarından biri olan Yugoslavya iç savaşının yani bizde bilinen adıyla Bosna Savaşının üzerine kurgulanmış. Karakterimiz Bosna savaşı sırasında esir kaplarından birinde tutulmuş, oradaki Sırp vahşetini yaşamış ve sağ olarak kurtulmuş genç bir kadın. Çocukken yaşadığı bu travmayı bir şekilde unutmayı başarmış fakat kocasının suikaste uğraması ardından kendini unuttuğu gençmişini hatırlamak, bilmediği gerçekleri öğrenmek adına verdiği bir mücadelenin içinde buluyor. Eserin en can alıcı kısımlarını kahramanımızın annesinin tüm o işkenceler sırasında tutmayı başardığı günlükleri okuduğumuz bölümler oluşturuyor. Erkeklerin ve 14 yaşını geçmiş erkek çocukların zorla toplandığı çalışma kampları ve kadınların, kızların, 14 yaşını geçmemiş erkek çocukların toplandığı ''Tecavüz Kampları''. Sırf sırp askerlerinin cinsel sapkınlıklarını gidermek için kurulmuş iğrenç kamplar. Yazar kampları, orada yaşanan iğrençlikleri, tecavüzleri, işkenceleri, toplu cinayetleri sanırım biraz yumuşatarak anlatmayı tercih etmiş. Ya da hikâyeyi başka bir noktaya bağlamak istediğinden bu kısımları biraz kısa tutmuş da olabilir. Ben bu noktalara daha çok değinmesini, belgelenmiş daha çok olayı bize aktarmasını beklerdim açıkçası. Çünkü Bosna Savaşı insanların asla unutmaması, ders çıkarması ve tekrar yaşanmaması için mücadele vermesi gereken bir olay. Gelelim hayal kırıklığına uğradığım bölümlere. Yazar Slobodan Miloşeviç, Ratko Mladić gibi canileri birkaç cümlelik bölümlerde anlatmak yerine daha ayrıntılı bir şekilde anlatmalıydı mesela. Olayları bir aşk öyküsünün etrafında sınırlamak yerine Srebrenitsa Katliamına, Bratunac köyü katliamına, Bosna kuşatmasına daha çok yer vermeliydi. 15 yaşında elinde dürbünlü tüfekle masum sivil halkı vuran bir sırp ırkıçısını acındırmaya çalışmamalıydı mesela. Bir diğer konu ise yazarın yaşanan bu vahşeti Yugoslavya'yı oluşturan milletlerin geçmişten gelen kinlerine, eski davalarına, milliyetcilik hatta din eksenine kaydırma cabaları. Ben bu görüşlere katılmıyorum. Geçmişta yaşanmış herhangibir sürtüşme, kavga veya kan davası, hatta insanların milliyetcilik duyguları, inanç farklılıkları artık adına ne derseniz soy kırımın, işkencenin, vahşetin nedeni olamaz. Bu tamamen bunları yapan insanların içindeki vahşi, kana susamış yanlarının ellerine geçen ilk fırsatta dışa vurumundan başka birşey değildir. Eski sürtüşmeler, milliyetci veya dini söylemler sadece yaptıkları bu vahşete uydurdukları kılıf olabilir. Savaşmanın da bir hukuku vardır ve ne yazık ki Bosna Savaşında tüm hukuki, vicdani, insanı kurallar hiçe sayılmıştır. Kitabın sonu biraz günümüz Türk dizilerine benzese de, yazarın yukarıda belirttiğim eksiklikleri beni hayal kırıklığına uğratsa da yakın tarihimizin bu utanç anlarını tekrar hatırlamak, merak edip araştırmak için okunması gereken bir eser olduğunu düşünüyorum. Nazilerin yaptıkları bu kadar ön planda tutulurken Nazi SS'lerinin yanında kedi yavrusu gibi kalacağı Sırp kasaplarının insanlara yaşattığı bu vahşetin neden arka plana atıldığını da anlayabilmiş değilim. Sanırım bu sinema sektörünün bir propaganda aracı olmasından kaynaklanıyor. Bratunac'da, Srebrenitsa'da, Saray Bosna'da katledilen, toplu mezarlara gömülen, işkenceye uğrayan insanların ve yok edilen insanlığın anısına...
Son Tanık
Son TanıkGlenn Meade · Kırmızı Kedi Yayınları · 2014717 okunma
·
90 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.