Güzel bir tevafuk sonucu elime geçen bu kitap, yazılarına denk geldiğim ama okumak nasip olmayan Osman Nuri Topbaş'la tanışmama vesile oldu. Diğer eserleri nasıl bilmem ama burda dili çok kolay. Küçük yaşlara hitap edebilecek düzeyde ayrıca. Zamanımızın inançsızlık buhranını, toplumun zeminini kaydıran manevi çöküntüyü, genç kızların nefsani tuzaklarda helak oluşunu 17 yaşındaki Şebnem üzerinden görüyoruz. Şebnem çocuk yaşta anne babasını kaybetmiş, çok geçmeden de ninesinin acısı üstüne eklenince büyük boşluğa düşmüş gencecik bir kız. "Çalkantılı, kararsız, muzdarip ve huzursuzdu." Yavaş yavaş Şebnem'i içine çeken arkadaş ortamı onun bambaşka bir hayata adım atmasına vesile oluyor. Çok farklı bir hayat bu: "O hayatta nefsânî heveslerin gaflet ve hüsranı vardı. Çılgın eğlencelerde aklı, hayayı ve kalbi yitirmek vardı. O hayatta moda esâretinde yaşamak, vücudu da, ruhu da binbir şeytânî boya badana ile perişan etmek vardı." Bataklığa çeken sebepler olurda; nur dolu deryaya konduran sebepler olmaz mı? Karanlık, kasvetli, huzursuz gönüllere bazen bir insan eliyle doğar bu nur. Nur hemşire Şebnem'i nur deryasına geçiren basamak oluyor. Yunus Dede dergahının sohbet halkasına çıkan bu basamak adeta huzur iklimine geçiş oluyor Şebnem için. Bu nur halkasına katılanlar için birilerine el uzatıp nura çekmek de nasip olabiliyor. Tıpkı bu hikayede olduğu gibi.. Diyeceğim o ki: Rabbim hayatımıza nur saçacak, kasvet değilde huzur verecek insanlar dahil etsin. Ve birileri için de nur olabilmeyi nasip etsin. "Cenâb-ı Hak, maddeye râm olmuş bir dünyanın tuzaklarında boğulan taze ruhlara bir çıkış kapısı, hidâyet yolu nasîb eylesin, bizlere de bir ömür hidâyet yolunda cân u gönülden hizmet etmeyi ihsan buyursun." Âmîn...

Damladan DeryayaOsman Nuri Topbaş · Erkam Yayınları · 2013765 okunma

··

1.780 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.