Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Diyarbakır, Çayönü:
''Çayönü'nün (ZÖ 9500'lerden kalma) ilk katmanlarında karbonlaşmış yabanıl emmer buğdayı (Triticum dicocles) ile karşılaşılmıştır. Üst katmanlarda ise evcil emmer (Triticum dicoccum) bulunmuştur. Bu olgu, yabanıl türün burada üretilmeye başlanıp evcilleştirildiğinin kesin kanıtı olarak değerlendirilmektedir. Aynı biçimde, Güneydoğu Anadolu Projesi'nin botanikçisi Jack Harlan da einkorn buğdayı türünün burada evcilleştirilmiş olup, aynı zamanda emmer buğdayının dünyada ilk önce evcilleştirildiği yer olabilecei görüşündedir. Çayönü'nde arpa, buğday gibi tarla ürünleri yanında (çay kıyısı konumundan yararlanılarak) bezelye, mercimek, nohut, bakla gibi bahçe tarımı ürünlerinin de yetiştirildiği kanıtlanmıştır. Yerin ZÖ 9500-8800 arasına tarihlenen katmanlarından çıkarılan dört nohut tanesi, bu bitkinin dünyada ilk kez Anadolu'da evcilleştirilmiş olabileceğini düşündürmektedir. Yabanıl keten (Linum bienne) tohumları ile (ZÖ 9000 katmanlarında karşılaşılmıştır. Bu buluntular, ketenden yararlanılmış olduğu, hatta evcilleştirilmiş olabileceği yolunda savlara yol açmıştır. Yerin (Çayönü yeri'nin) alt katmanlarında, evcil hayvan adına köpekten başkasının kalıntılarıyla karşılaşılmamıştır. Bunun yanı sıra orta katmanlarında evcil koyun, keçi, domuz kemikleri fosillerinin bulunması, hayvanların evcilleştirilmesinin (ya da getirilmesinin.?) bitkilerinkinden sonra gerçekleştirildiğinin göstergesidir. Öte yandan (kalıntılara bakılırsa) avcılığın ve toplayıcılığın tümden yok olmadığı anlaşılıyor. Tarım araçları adına Çayönü'nde, geyikboynuzundan bir sapa dizilmiş obsidyen yongalarından yapılmış bir orak çıkarılmıştır. Havanlar, düz el değirmeni taşları, cilalı taş balta başları (çapa.?) bulunmuştur. Bunlara, toprağa kazılmış tahıl çukurları ile ocak çukurları da eklenmeli. Çayönü'nde bulunan iğne gibi küçük metal nesneler (20 km yakınlardaki) Ergani doğal bakır yataklarından getirilen cevherle (soğuk dövmeyle) burada yapılmış olmalı. Yerleşme yerinde taş araçların yapıldığı işliklerin (atölyelerin) varlığı bunu gösteriyor. Çayönü'nün tinsel kültürüne gelince, sihirselden dinsele geçişi yansıttığı söylenebilir. Üst katmanlarda ''tapınak'' olarak nitelenen geniş bir odanın varlığı saptandı. İçinde 2.5 cm küçüklükteki yontucuklar, doğurganlık (bereket) kültü ''muskaları'' olabilir. Gebe kadınlara benzer biçimleri bunu düşündürür. Kimilerince ''ana tanrıça kültü'' belirtileri olarak yorumlanmakta. Onları ''toprak ana'' kavramının varlığının ipuçları saymak daha uygun görünüyor. Çünkü Neolitik topluluklarda eşitsizlik, tanrı, tanrıça kavramlarına ulaşılabilecek denli gelişmiş olamazdı. Gerçekten, önceki katmanlarda ölüler bütün olarak gömülmüşlerken, sonraki katmanlardaki gömülerde (46'sının) yalnızca kafataslarıyla karşılaşılması da bunu gösteriyor. Çünkü bedensiz kafatasları Filistin'deki Jericho (Eriha) Neolitiğinde saptanan ''kafatası kültü'' uygulamasını çağrıştırıyor. Kadın yontucukları ve (erkek.?) kafatası gömüleri ''ana'' ve ''ata'' (dini değil) kültleri düzeyinde bir inancın göstergeleri olsalar gerek. Sunak oldukları sanılan taşlarda hayvan kanı yanı sıra insan kanının varlığı saptanmıştır. Bir kazanın ürünü değilse (kafatasları da çağrıştırılınca) ''insan kurbanı'' olasılığını akla getirmekte.!''
Sayfa 305Kitabı okudu
·
72 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.