Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Hayatın Gerçekleri, Gözlem Gücü ve Edgü'nün Şiirsel Anlatımı
Hakkâri’de Bir Mevsim, Ferit Edgü’den okuduğum ilk eser oldu. Kendisinin küçürek hikâyelerini daha önce okumuştum ama ne zamandır aklımda olan bu romanına bir türlü sıra gelmemişti. Öncelikle romanda dikkatimi çeken ilk şey, biçim oldu. Edgü, belki roman olarak adlandırılan bir eser yazmış fakat bana göre oldukça şiirsel bir anlatım var. Ahenkli parçalar bir yana, yazım tarzı olarak da satırı değil, daha çok dizeyi tercih etmiş gibi. Ayrıca Edgü’nün hayatına baktığınız zaman bu eserin onun hayatını yansıttığını, yani bir nevi anı olduğunu da söyleyebiliriz. Ferit Edgü, askerliğini yedek subay öğretmen olarak Hakkâri ve Beypazarı’nda (Ankara) 1967’de yapmış. Bu eserin de yayımlanma tarihi 1977. Yani yaşadıklarından esinlenerek, tam bir anı şeklinde olmasa da işin içine kurgu da katarak 10 yıl kadar sonra bu eseri kaleme almış. Romanın diğer adı da ‘’O’’ olarak geçer. Aslında burada ‘’O’’ başkahramanın kendisidir, adı yoktur. Kendisini sürgün veya kazazede olarak adlandıran ‘’O’’, Hak. İlinin Pir. Köyüne gelir. Burada Hak. kısaltması Hakkâri, Pir. kısaltması ise günümüzdeki adı Işıklar olan dağ köyü Pirkanis’tir. Kahramanımız buraya sürülmüş biridir. Kendisini hem öğretmen hem öğrenci olarak adlandırır ve çocuklara Türkçe öğretmekle görevlendirilir. Çünkü çocuklar Türkçe bilmez, sadece belli başlı kelimeleri bilirler. Fakat olayların akışından anladığımız kadarıyla kendisi direkt öğretmen olarak bu köye gönderilmez. Adeta orada kendisine bu görev verilir. Roman birçok bölümden meydana gelmiş. Romanda birçok yan karakterle de tanışıyoruz. Fethi Naci’nin Yüz Yılın 100 Türk Romanı adlı kitabındaki eleştiriden hareketle, aslında bu romanın Edgü’nün diğer romanı olan Kimse’nin bir devamı niteliğinde olduğunu öğreniyoruz. Orada da köy ve kahramanlar aynıdır. Hatta Hakkâri’de Bir Mevsim’de geçen bazı bölümleri tam olarak anlamak için Kimse’nin de okunması gerektiği Fethi Naci tarafından belirtilmiştir. Hatta buraya bir örnek de verelim: Kimse'de muhtarın dört beş bin liraya bir kız satın almak önerisini okumayanlar O'daki ''Git çal muhtarın kapısını. Kabulüm de. Nem varsa al, de. Parasını öderim de. yapın imam nikahı, de.'' sözlerinin anlamını gereğince anlayamazlar. (Fethi Naci-Yüz Yılın 100 Türk Romanı sayfa 515-516) Öğretmen karakterimiz kendine yabancı, yüzünü bile anımsamayan, kendisine mektup yollayan sevgilisini bile tanımayan ilginç bir karakterdir. Fakat çocuklar için elinden geleni yapar, zor koşullara ayak uydurur. Hatta köye kendisini denetlemeye gelen müfettiş şaşırır. Çünkü onun bu zorlu koşullara dayanamayacağını düşünmüştür. Köyün en büyük sorunu hastalık ve ilaçtır. Kundakta ölen bebekler için elinden geleni yapsa da sonuca ulaşamaz, bürokrasiye takılır. Aydın-köylü ilişkisi bu romanda çatışma şeklinde değil, uzlaşı şeklinde anlatılıyor. Gerçi kitapçı dükkanı olan Süryani'nin dükkanının ve doğal olarak kitaplarının yakılması da o dönem kitaba olan ön yargının bir tezahürü gibidir. Fethi Naci’nin tabiriyle aşılamaz sanılan bir iletişimsizliğin aşılabileceğini Edgü, bize gösteriyor. Hakkâri’de Bir Mevsim, bir dönemin gerçeklerini bize tüm çıplaklığıyla anlatan şiirsel bir anlatı. Gerçek yaşamda karşılaşmadıkça, bir yazarın böyle bir şey yazabileceğini sanmıyorum diyen Fethi Naci’ye katılıyorum. Bu arada kitabın 1983 yapımı bir de filmi mevcut.
Hakkari'de Bir Mevsim
Hakkari'de Bir MevsimFerit Edgü · Everest Yayınları · 202110,2bin okunma
·
379 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.