Dev Şeftali "Müthişoş! Muazzamoş! Olağanüstüşoş! Aman da ne güzel meyve!" diye bağırdı Diken Teyze. Fantastik kurgu türünde bu eserle kocamaaan, dev gibi bir şeftalinin üzerinde maceralı bir yolculuğa çıkmaya hazır mıyız? Are you ready? 1961’de kaleme alınan bu eserde, ana karakterimiz James’in devasa aynı zamanda büyülü şeftalinin içinde tanıştığı yedi böcekle karada, denizde ve havada verilen olağanüstü maceraya atılan bir İngiliz çocukla beraber olacağız. En azından çoğumuzun filmini izlediği Charlie'nin Çikolata Fabrikası eserinin yazarı, Dünya Çocuk Edebiyatının fantastik kalemi Roald Dahl, bu kez ailesini kaybetmiş yalnız bir çocuğun yaşamını değiştirecek bir hikâye ile bizi tanıştırıyor. Spoiler var mı, elbette. Buna alışmış olmalısınız artık. 4 yaşındaki James ailesini kaybedince üç yıldır kötü kalpli, cadı Sünger teyze ve Diken teyze ile yaşamaktadır. James bu eserde Külkedisi karakterinin erkek versiyonudur. Çok mutsuz ve umutsuz olduğu bir anda yaşlı bir adam James'in yanına gelerek ona garip küçük yeşil şeyler verir. James o garip şeyleri içmesi gerekirken kazayla yere düşürür. O anda garip şeyler toprağa karışıp kaybolur. Ertesi gün James'in garip şeyleri düşürdüğü yerdeki hiç meyve vermeyen şeftali ağacı, bir şeftali verir. Bu şeftali bir gariptir çünkü durmadan büyümektedir. Kitabı okurken bir taraftan da kendilerine lanet okuyacağımız teyzeler bahçeye hemen bir çit çeker ve şeftaliyi görmek isteyen insanlardan giriş ücreti alarak şeftaliyi sergilerler. Yaşasın Kapitalizm! Anne yarısı olabilecekken kendilerine lanet okunmasını tercih eden teyzeler için “Allah düşmanıma vermesin” diyorum. James’in bu hayır hasenat (!) işlerine karışmasını istemeyen teyzeler, gün boyu ziyaretçiler tarafından kirletilen bahçenin temizliğinden onu sorumlu tutarlar. James bir gün temizlik yaparken şeftaliyi inceler veee olanlar olur. James için macera dolu inanılmaz yolculuk başlar. İlahi adalet yerini de bulur bu arada. Teyzeler size ömür. James’in şeftalinin içinde karşılaştığı insan boyutlarında çekirge, örümcek, kırkayak, gelinböceği, solucan, ateşböceği ve ipekböceği bu yolculukta James’e yol arkadaşı olacaklardır. Atlantik Okyanusu’nu geçip Newyork şehrine uzanan bir yolculuktur bu. Yolculuk sırasında azgın sulardaki köpek balıklarından kaçmalı, o dev şeftali uçurulmalı, bulut adamların öfkelerinden hızla uzaklaşmalı ve aralarında yaşanan kargaşayı çözmelidirler. Okuyucu olarak bizlerde şurada burada rastladığımı, ilk işimiz onlardan kaçmak bazen yakalamak bazen öldürmek olan böceklerin özelliklerini, yaşam şekillerini, yeteneklerini öğrenmiş olacağız. Ha bir de doğa olaylarının fantastik anlatımı sizleri ve çocukları büyüleyecek eminim. Kitabın yazarı Müslüman olsaydı acaba Mikail Aleyhisselam’dan bahseder miydi diye düşündüm. Ve hemen vazgeçtim. Etmezdi zannederim etse de bir güzel mahalle dayağı yerdi. En kallavisinden. Hikâye onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine türünde mutlu bir sona yaklaşırken uçan balonu andıran şeftalimiz Amerika’nın Newyork özgürlükler (1) şehrine iner. Allah’ın işine bakın ki Newyork şehrinin yönetimi ve halkı karakterlerimize tüm cömertliğini sunarak onları huzura ve mutluluğa kavuşturur. “Ne olursan ol gel” dedirten buram buram propaganda kokan bir durum olsa da kıskanıyor muyum? Bilmem. Ne de olsa huzur, mutluk, para, şan, şöhret Amerika’da. Ha geçen trafikte giderken bir minibüsün arka camında “Huzur İslam’da” diye bir slogan okudum. Konumuzla ilgisi de yok şimdi aklıma nereden geldiyse. Hikâyelerde ve masallarda zor durumda olan karakterlere çıkış yolu olarak sihir ve büyü gösterilmesi tek beni mi rahatsız ediyor yoruma yazarsanız sevinirim. Dev Şeftaliye ne mi oldu? Şeftalinin yolcuları şimdi ne mi yapıyorlar? Bu kadar ipucu yeter bence gerisini de okuyup öğrenelim. Hikâyenin ara sıra ortaya çıkan ürkünç ve korkunç yanlarıyla birlikte karakterlerin kötü örnek teşkil edecek diyalogları da eleştirilerin hedefi olmuştur. Dahl’in altı yaşındaki kızı Olivia’ya adadığı bu eseri 9-10 yaştan itibaren okunabilir. Ne duruyorsunuz! Haydi maceraya! "Niye bu kadar kaygılısın solucan?" diye sordu kırkayak . "Sorun ne?" "Sorun şu ..." dedi solucan " Sorun şu... Yanı bir sorunun olmaması sorunun ta kendisi." Sümeyye Özer Doğan #çocuk #edebiyat # devşeftali #kitap #kitaplar #kitapokuyorum #readıng #book #books #booklover #bookstagram #bookworm #kitapkurdu #instabook #kitaptavsiyesi #kitapönerisi #1000kitap

Dev ŞeftaliRoald Dahl · Can Çocuk Yayınları · 20131,000 okunma

·

280 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Sümeyye Özer Doğan