Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

608 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Leyla'yı bilen, zaten Mecnun olur!!!
Leyla ve Mecnun 16.yuzyıl şairi Fuzûlî tarafından yazılmış Mesnevî tarzında bir eserdir. Bir beşere aşık Kays isimli bir gencin, tutku, saplantı, aşırı istek vs. gibi sebebler sonucu Mecnun'a dönme hikayesi. Bir diğer bakış ile beşeri aşktan ilahi aşka yol alan bir yolculuk hikayesi. Fuzûlî'nin varoluş sancısının bize hediye ettiği bir eserde diyebiliriz. Ne demişti Fuzûlî, "Öyle sermestem ki idrâk etmezem dünyâ nedir; Ben kimim, sâki olan kimdir, mey ü sahbâ nedir?" Hikayede belirli bir zaman kalıbı yok ama mekan olarak genel anlamda çöl kalıbını kullanabiliriz. Geleneksel bakış açısının özellikle kadın üzerinde çok çetin ve sert olduğu bir dönem. Kadını kendi öz iradesinin değil, başkalarının bakış açısının yönettiği, sosyal hayattan, aktif hayattan koparıldığı bir dönemde (aslında özellikle Ortadoğu olmak üzere halen farklı sayılmaz) kavuşmanın neredeyse imkansız olduğu bir aşk hikayesi. Kays, bir kabile reisinin oğlu. Eğitim görmek üzere gittiği okulda, geri kalan hayatının akışını tamamen değiştiren, Leyla'ya İlk görüşte aşık olan ve hikâyenin en baş karakteri. Leyla, oda aynı şekilde Kays'a aşık, ama toplum ve aile baskısı gibi nedenlerden ötürü bunu Kays gibi belirgin yaşayamayan hikayemizin diğer en baş karakteri. Leyla'nın annesi, Kays'ın Leyla'ya olan aşkından haberdar olur ve Leyla'yı ondan uzak tutmak için Leyla'nın okula gitmesini yasaklar. Leyla'yı bir daha okulda göremeyecek olan Kays ise bu tutkulu aşkın verdiği acı ve ızdırap ile daha fazla dayanamayıp hem okulunu hem evini terkederek Mecnun olup çöllere düşer. Ve buradan itibaren artık Kays'ın Mecnun olma, beşeri aşktan ilahi aşka yol alma serüveni başlar. Bunu kitapta geçen bir bölümden alıntı ile anlatmak daha iyi olur, "Mecnun'un babası çölde Mecnun' bulmak için, şaşkın şaşkın yol arayıp gezerken, ansızın gözüne bir ateş parıltısi göründü. O ateş bu ihtiyarın yolunu aydınlatarak siyah geceyi gündüze çevirdi. Sandı ki, o ateşi kavim kabile aydınlansın diye bedeviler yakmıştir... Pervane gibi ateşe yöneldi... Yaklaşıp bakınca, gördü ki bu alev çalı çırpı ateşi değil; bir nefestir. Bu Mecnun'dur; göklere yükselen bir ah çekmiş ve cihana bir ateş salmıştır. Dünyadan yüz çevirmiş; baştan, gözden, tenden ve candan geçmiş; Ne maldan, ne mülkten söz ediyor; ne babasını, ne de anasını arzuluyor; Şeref ve itibarının yaprağı rüzgârlara karışmış; ortada bir o kalmış, bir de ölüm arzusu... S/401" Bu olaya şahit olduktan sonra Babası bile Mecnun'u aramayı, ikna edip geri dönmesini istemeyi bırakır. Leyla Mecnun'un hakikat arayışı, Leyla birdir, tektir ve benzersizdir Mecnun için. Leyla vahdet gibidir. Hani Mecnun diyor ya, "Onun o, benim de ben olduğumu sanma! Iki ten, bir can ile yasamaktadır.S/417" Mecnun'un varoluşu Leyla'nın hem varlığına hem yokluğuna muhtaç değil mi? Hem sevincine, hem gamına muhtaç değil mi? Leyla değil mi Mecnun'a yaşama gücü veren? "Güzellerin vuslatına talip olan, nefsin arzusudur; Yoksa, gerçek aşk için; ayrılık ya da vuslat, fark etmez...S/541" Derken fuzûlî, yaptığı teşbih ile çok güzel anlatıyor bunu. Ölmeden önce ölünüz diye bir hadis vardı, işte bu noktada çok güzel bir eser yine Leyla ve Mecnun. Çünkü Kays Mecnun olmadı, Mecnun öldü... Ölmeden önce ölmenin tezahürüdür Mecnun tasavvuf edebiyatının bu noktasında... Ben bu eser hakkında daha fazla yorum yapıp yanlış kelimeler ve cümleler kurmak istemediğimden dolayı burada incelememi bırakıyorum. İslam dininde, tasavvufun bakış açısı, tasavvufi bakış açısı iki beşerin birbirlerine olan aşkı üzerinden ancak bu kadar güzel anlatılabilirdi. Teşbih konusunda zaten dünya edebiyat tarihinin en iyilerinden biri Fuzûlî'nin Leyla ve Mecnun'u. Bu konuya ilgi duyan herkesin mutlaka okuması gereken bir eser. Herkese iyi okumalar...
Leyla Ve Mecnun
Leyla Ve MecnunFuzuli · Yelkenli Kitabevi · 20201,935 okunma
·
1.207 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.