392 syf.
10/10 puan verdi
Selamın aleyküm efenimm :)
Tarihin tozlu sayfalarında kaybolmak mı yoksa kendini de bu yolda aramak mı?
Tarih, tarihi olaylar, tarihi kitaplar çoğumuzun genelde okumaktan çekindiği, öğrenmekte zorlandığı ya da öğrenmenin önemini kavrayamadığı yegane bir gerçektir zannımca... Tarihinden ders çıkarmayan toplumların sonunu bizatihi yaşıyoruz vesselam! İşin kötüsü de öğrenmek ve ders almak gibi bir amacımız da halen yok. Tabii şöyle bir bakalım dersek de:
Tarih denilince akla belli başlı yazarlar gelir, İskender Pala da bunlardan biri benim için..
İskender PALA okumayı severim ve kendisiyle üniversite de Mihmandar kitabı ile tanışmıştık, bitirene kadar elimden bırakamamıştım. Efsane kitabını sömestr tatilinden dolayı ara verip okusam da uzun zamandır görüşmediğim bir dostumla görüşünce yaşadığım duygu gibi elime alınca kaldığım yerden devam edebilmek hiçte zor olmadı....
Kitap; malumunuz Barbaros Hayrettin Paşa'yı hayatını, dostlarını, aşkını, büyük başarılarını konu ediniyor. Herkesin hayatında biri vardır ki: o dost olmadan olmaz dedirten bir dostu da var Seyyid Muradi -bir kaç ismi olsa da en sevdiğim- ve onun tanıklığında geçen koca bir ömür..
Hikayeler iç içe geçmiş olsa da tıpkı hayattaki gibi tek yönden bakılamayacak derece, insanı hem özüne hem köküne hem geleceğine bir tur attırıp sayfalarda kaybettiriyor kendini.
Tarihin, atanın ve ceddin, koca OSMANLI'nın değerli bir parçası olmak nasıl herkese nasip olmayacaksa, nasip olunca da vayy bee dedirten bir hayat hikayesi çıkartıyor ortaya.
Aşkın, acının, başarının, tarihin, Müslüman olmanın ve kalmak için verilen mücadelelerinin hüznünün derinden hissedildiği, sanki Preveze de bende varmışım gibi hissettiren sayfaların kitabı...
Teşekkürler 
İskender Pala
Kalemine sağlık....
Selametle...
·
1.232 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.