Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Tektanrıcılık nasıl böyle düalist bir inanca bağlı kalabilir (bu arada Eski Ahit'te böyle bir inanç kesinlikle sözkonusu değildir)? Mantıksal olarak bakılırsa bu imkansızdır. Ya tek ve kadiri mutlak bir Tanrı'ya ya da ikisi de kadiri mutlak olmayan iki karşıt güce inanırsınız. Oysa in sanların çelişkili şeylere aynı anda inanabilme kapasitesi muazzamdır. Bu yüzden milyonlarca Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi'nin aynı anda hem bir mutlak güç sahibi Tanrı'ya hem de ondan bağımsız bir Şeytan'a inanmasına şaşırılmamalıdır. Sayısız Hıristiyan, Müslüman ve Yahudi, iyi Tanrı'nın Şeytan'la mücadelesinde bizim yardımımıza ihtiyaç duy duğunu düşünecek kadar ileri gittiler. Bu yaklaşım diğer başka şeylerin yanında Haçlı seferlerinin ve cihatların da ilham kaynağıydı. Özellikle Gnostisizm ile Maniheizm'de hâkim olan diğer bir düalist kavram ise ruhla beden ve maddeyle mana arasındaki keskin ayrımdır. Gnostikler ve Maniheistler iyi tanrının ruhu ve manayı, kötü tanrının ise madde ve bedeni yarattığını öne sürerler. Bu görüşe göre insan iyi ruhla kötü bedenin savaş alanıdır. Tektanrıcı bir bakış açısıyla bu anlamsızdır. Neden bedenle ruh veya maddeyle mana bu derece keskin ayrılsın, ayrıca, neden madde ve beden kötü olsun ki? En nihayetinde her şey aynı iyi Tanrı tarafından yaratılmıştır. Bununla birlikte, tektanrıcılar düalizme özgü ikiliklerden de kaçamamıştır, çünkü bu ikilikler en başta Kötülük Sorunu'nu aşmaya yöneliktir. Bu yüzden bu tür itirazlar zamanla Hıristiyanlık ve Müslümanlık düşüncesinin temelini oluşturdu. Cennete (iyi tanrının diyarı) ve cehenneme (kötü tanrının diyarı) inanma mantığı da köken olarak düalistti. Eski Ahit'te bu inancın izi yoktur, ayrıca insanların bedeni sonra ruhunun yaşamaya devam edeceği de iddia edilmez. Aslında tektanrıcılık, çoktanrıcılık ile düalizm ve animizm miraslarının kaleydoskopudur ve hepsini tek bir ilahi şemsiye altına toplar. Sıra dan bir Hıristiyan veya Müslüman tek Tanrı'ya inanırken, aynı zamanda dualist bir kavram olan Şeytan'a, çoktanrılı azizlere ve animist hayaletle re de inanmaya devam eder. İlahiyatçıların bu eşzamanlı olarak inanılan farklı, hatta birbiriyle çelişen inançlarla çeşitli kaynaklardan alınarak benimsenmiş ibadet ve ritüeller için kullandığı bir tanım vardır: Bağdaştırmacılık. Aslında bağdaştırmacılık tek başına dünyanın en büyük dini sayılabilir.
Sayfa 226 - Kolektif KitapKitabı okudu
·
71 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.