Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

345 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Neyzen Tevfik: pür-ü pak, ızdırap verecek kadar derin bir zeka. Müziğin, edebiyatın, akıl hastanelerinin koridorlarında geçen bir ömür. Hakkında neredeyse herkesin hemfikir olduğu nokta: Fazla algılayış gücünden, hassas bünyesinden ötürü kendini içkiye, neye verdi. Önce şiirlerinden değil de hakkında yazılanlardan başlayayım. En çok Sadri Ertem ve Hakkı Süha Gezgin'in yazısının benim algıladığım Neyzen Tevfik ile uyuştuğunu düşündüm. Mehmet Akif'in şiiri Derviş Ahmed ise neden bilmem duygulandırdı beni. İki dostun birbirleriyle olan münasebetini iyi anlatıyordu. Tüm yazılarda ney çalmadaki ustalığından bahsedilmiş. Alman bestekar Kurt Striegler de çok sevmiş Neyzen'in icrasını. Şiire gelince ilk baştan itibaren Neyzen'in şiirindeki Mehmet Akif etkisi yüzüme çarptı. Mehmet Akif benim şiirlerini ilk hatmettiğim şairlerden biri olduğu için bu şiirleri de okurken o zamanlarda varolan maneviyatımı hissettim. Neyzen'in her konudaki isabetli fikirleri, her çağa uygun beyitleri var. O devirde yetişen bir şairin her alanda özgürlüğü, kadın haklarını günümüzdekilerden kat kat iyi savunması harikaydı. Hem de zerre samimiyetsizlik olmadan yapıyor bunu. Kimseye yaranma derdinde değil. Atatürk'ü de çok seviyor, her bahsettiğinde tebessüm ettirdi. Şefik Kolaylı bu konuda şöyle bir anı aktarıyor: "Bir gün Atatürk neyini dinlemek ve sohbet etmek için Neyzen’i köşke davet etti. Ağabeyimin üstünü başını iyice temizleyip, Atatürk’ün huzuruna yolcu ettik. Atatürk, Neyzen’e iltifat ederek masasına oturtmuş, birlikte yemişler, içmişler, konuşmuşlar. Sonra da Neyzen Tevfik, ney ile Ata’yı da büyüleyen parçalarından uzun uzun çalmış. Atatürk, bu gösteriden çok memnun olmuş ve ‘Üstat Neyzen,‘ demiş. ‘Bize müstesna bir gece geçirttiniz. Biz de size yardım etmek isteriz. Dilediğiniz bir şey varsa, size yardımcı olalım,’ deyince, Neyzen, ‘Anneme, kardeşlerime söyleyin, benim nüfus kağıdımı bana versinler Paşam,’ cevabını vermiş. Atatürk bu cevabı alınca önce şaşırmış. Sonra da katıla katıla dakikalarca gülmüş ve ‘O kolay, onu hallederiz. Başka bir dileğiniz varsa onu yapalım,’ diye ısrar edilmesine karşın başka hiçbir şey istemeden çıkıp gelmiş. Tabii yine de zarf içinde kendisine küçük bir hediye takdim edilmişti. Sabahleyin ağabeyim olayı bize anlatınca annem, ‘Be oğlum, görüyorsun oturduğumuz ev bir harabe. Ata’dan güzel bir ev isteseydin de orada otursaydık olmaz mıydı?’ diye çıkışmış. ‘Başına bir devlet kuşu konmuştu, onu da mı kaçırdın!‘ diye kızmış bağırmıştı. Hakikaten ağabeyim, içip sağda solda düşer kalır, cebinde duran nüfus kağıdını da düşürür, üstüne kayıtlı evi kandırır elinden alırlar diye nüfus kağıdını kendisine vermezdik. Bu olay onun çok gururuna dokunur ve aklına geldikçe nüfus kağıdını ister ve bizlere kızardı. Ata’dan da bu nedenle nüfus kağıdından başka bir şey istememişti ve bize olan kızgınlığını bu şekilde cevaplamıştı." Hasılı ben Neyzen Tevfik'i çok seviyorum. Edebiyatımızın en güzel, en farklı kalemlerinden. Karakteri, zekası, sanatı her şeyiyle gurur duyulacak bir insan.
Azab-ı Mukaddes
Azab-ı MukaddesNeyzen Tevfik · Kapı Yayınları · 2012197 okunma
·
1 artı 1'leme
·
139 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.