"Keykâvus'un söylediğine göre, Allah insanı yaratmakla nimeti -yani daha önce yarattığı şeyleri-tamamlamış oldu. Olunca, demek yediğimiz rızk, içtiğimiz su, giydiğimiz urba bizden önce de vardı, yani karnı acıkmışa aş değil, aşa karnı acıkan yaratılmış oldu."
Bu yıl 
Kitap Dünyam hocamızın düzenlediği maratonun konsepti #güncelikeşfet Şubat ayı kitabımız da güncel yazarlarımızdan Faruk Duman'ın İncir tarihi kitabı idi. Kalabalık bir grupla (370 kişiyle) beraber çok çok severek okuduk. Bir de bu okumanın üzerine yazarımızla çok güzel soru cevaplı bir söyleşi yaptık. Söyleşiden sonra yazara daha çok hayran oldum. Mütevazı tavırları ve samimiliği beni kendisine hayran bıraktı.
İncir Tarihi 2011'de Yunus Nadi Roman Ödülü almaya hak kazanmıştır.
İncir Tarihi; büyülü gerçekçilik, çerçeve içinde çerçeve anlatımı itibariyle bana çokça doğu klasiklerini anımsattı ve bunu da geçen yıl hocamızla katıldığım #doğuyukeşfet maratonuna borçluyum. O maratona katılmamış olsaydım sanırım İncir Tarihi'ni bu kadar sevmezdim çünkü metinlerarasılık kavramı ile kendinden önceki birçok esere, özellikle doğu klasiklerine gönderme vardı. Eseri tam anlamıyla anlayabilmek okur tecrübesi gerektiriyordu. Severek okuduğum eserlerden izler görmek de ayrıca mutlu etti okurken.
Romana aslında bir yol romanı da diyebiliriz. Baş karakterimiz Zeyrek arkadaşı Ümmik ve onun sincabı Tas'ın yol boyunca başlarından geçen maceralarını okuyoruz.
İncir Tarihi benim yazarla tanışma kitabımdı. Yazar kendine has özgün bir dil kullanmıştı. Kitabın başında ara ara duraklasam da diline alıştıktan sonra çok keyif alarak okudum. Kitaplığımda Sus Barbatus serisi de okunmayı bekliyor. Yazarımız @farukduman söyleşide bu serinin onda ayrı bir yeri olduğunu belirtti ve ben artık okumak için daha çok sabırsızlanıyorum.
·
189 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.