Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

702 syf.
3/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Siyasal İslam Gözünden Osmanlı Nasıl Okunur? - Oynat bakalım...
Eser’in evvela bilimsel bir usule riayet edilerek bilimsel nitelikte vücuda getirilmediğini; tarihi bir hadisatı aktarmaktan çok bir ideolojiye (siyasal islam) hizmet etmek için telif edilmiş olduğunu ifade etmek mecburiyetindeyim. Doğal olarak ısmarlama bir eser olarak bir çok tarihi hadiseyi çarpıtarak ve çoğu aktarımında anakronik hatalar yaptığını belirtmek istiyorum. Üstelik yazar tarafçılığını öyle bir noktaya taşımış ki akla muhalif iddialarda da çekinmiyor. Misal Ankara Savaşında Timurlenk’in ordusunun 800.000 kişiden müteşekkil olduğunu söylerken Osmanlı Ordusunun gerçekte 8 katı büyüklüğünde bir orduya yenildiğini dolaylı yoldan ifade etmeye çalışıyor. Yine yazar Osmanlı’nın bu buhranlı dönemini bir sınav (imtihan) olarak nitelendirirken Bizansın buhranlı dönemlerini ahaliye zulmetmesinin neticesi olarak bir ilahi ceza olarak yorumluyor. Zira ona göre Osmanlı sırf kendisinden olduğu için bütün dünya topraklarına hükmetme hakkına sahip. Yazarı taraftarçılığına kurban giderek çarpıtılan ve dolayısıyla büyük anakronik hatalarla dolu yorumlarından en berbatı ise Osmanlı’nın kuruluş dönemini ehli-sünnet çizgide mütalaa etmesi. Zira ona göre Osmanlılar sünni akideyi yaymak için cihat etmekteydi. Oysa Osmanlı’nın kuruluşunda Alevi Meşrep bir inanca sahip olduğunu Yavuz S. Selim Döneminde ise bu inancın Şah İsmail ve Safevilere karşı sünni çizgiye evrildiği bilinen bir gerçektir. Bir diğer bariz hata ise Orhan Bey ile Hacı Bektaşi Veli’nin muhabbet etmesidir. Zira Hacı Bektaş ile Orhan çağdaş bile değildirler. Bir diğer hatası ise II. Mehmet’in lakabının Hayratlar babası olduğunu söylemesidir. Oysa bu lakabın F. Sultan Mehmet’in babası 2. Murat’a ait olduğu üzerinde ittifak söz konusudur. Bir de çarpıtma örneği verelim.: Yazar; Yavuz Sultan Selim’in kardeşi Şehzade Ahmet ve diğer kardeşlerini öldürerek tahta çıkmasından “rakiplerini ortadan kaldırdı” olarak bahsediyor. Bu hadisatta rakip olarak kastetilenlerin Yavuz Sultan Selim’in kardeşlerinin olduğunun gizlenmesi bariz bir çarpıtmadır. Ki Yavuz Sultan Selim’in taht mücadelelerinden bahsederken her ne kadar kesinlik olmasa da babasını zehirletmesi tarihçi ahlakına göre ifade edilmelidir. Zira olayların gizlenmesi olgulara ihanettir. Son olarak yazarın Şah İsmail’i katil, acımasız ve cahil olarak tarif ederken Yavuz Sultan Selim’den alime ve ilme önem veren, zahid ve dünyaya tamah etmeyen, aydın bir müslüman olarak bahsetmesi en bariz çarpıtma örneğidir. Zira yine yazarın kendisi tarafından anlatılan Yavuz’un karşısında titreyen alimlerin ahvali bu durumun aksini rahatlıkla ispat etmektedir. Yazara göre bir insanın iyi veya kötü oluşu, Osmanlıya taraf oluşu veya muhalif oluşuna göredir. Zira II. Selim, sırf Osmanlı Sultanı ve sünni diye iyi olarak nitelenirken Şah İsmail şii ve osmanlıya karşı diye kötü olarak niteleniyor. İşin ironik kısmı ise sayfanın başında askerinin Şah İsmail’e taptığını söyleyen yazar, sayfanın sonunda ise Şah İsmail’in kendi halkından bir milyon kişiyi katlettiğini iddia ediyor. Merak ediyorum o askerler Şah’ın kendi halkından değil de uzaylı bir halktan mi seçilmişler ki Şah’ın halkını katletmesine ses çıkarmamışlar? Böylesine Siyasal Osmanlıcı bir yazarın Yavuz Sultan Selim’in Memlük devletini yıkmasını da ilhak olarak nitelemesi abes olurdu zaten. Doğal olarak Yavuz’un Memlük devletini yok etmesini de “Memlüklülerin Osmanlıya katılması” başlığı altında aktarıyor. Ve daha nicelerini. Eğer gayeniz tarih okumak değil de siyasal islam ideolojisinin tarihe bakışını okumak ise eser sizin için bulunmaz bir hint kumaşı. Ancak Osmanlı tarihini tarihsel gerçekler ile kendi döneminin şartları içinde okumayı düşünüyorsanız kesinlikle aradığınız eser bu değil.
Osmanlı Tarihi
Osmanlı TarihiAli Muhammed Sallabi · Ravza Yayınları · 201524 okunma
·
2 artı 1'leme
·
540 görüntüleme
carpediem okurunun profil resmi
Süper bir yorum olmuş yüreğinize sağlık geçen gün genç bir kız kardeşime anlatmak istediğim de buydu belli bir tarafa yakın olan kişinin yazdıklarının doğruluğu tartışılır hangi taraf olursa olsun
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Kesinlikle katılıyorum. Özellikle mevzu bahis olan tarih ve alt dalları ise...
1 sonraki yanıtı göster
zülfikar okurunun profil resmi
"Alevimeşrep inanca sahip olmak" ne demek? Din diline yeni element mi sokuyorsunuz? Benim bildiğim, o zaman Şiilik İmamiyye ve İsmailiyye diye iki kanaldan devam ediyor; bugünün köy Aleviliği henüz yok. Bu çeşit Alevilik ise bir itikat değil, kültür olarak mütalaa edilir. Bektaşilik zaten ilk batınlarda sünnî. Kuruluş dönemini temsilen ister Geyikli'yi, ister Hacı Bektaş'ı, ister Yesevi'yi gösterin, hepsi de taş gibi sünnîdir.
Muhammet İkbâl okurunun profil resmi
Alevi meşrep şii olmadığı halde Hz Ali’nin imametini efdaliyet yönünden diğer dört halifeden üstün görmek demek ve Ümeyye Oğullarıyla Haşim oğulları çatışmasında Ehli Beytten yana olmak demektir. Bahsettiğiniz isimlerin hepsi amelde Hanefi’dir. İmam-ı Azam (Ebu Hanife) ise İmam Cafer’in talebesi olup İmam Zeyd’e biat etmiştir. Alevi Meşrep derken Anadolu Türklerinin ve dolayısıyla Osmanlı ve Ahilerin bu kanattan geldiğini söylemek demektir. Alevi meşrep olarak özellikle belirtme gayem ise bir Arap sünnisi ile Türk Sünnisinin aynı akideye sahip olmaması hasebiyledir.
4 sonraki yanıtı göster
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.