Çok büyük hevesle okumaya başladığım ama ortalara doğru hafiften canımın sıkıldığı bir kitaptı... Genç bir kız kapağı kapalı bir tabutun içinde uyanır. Kim olduğu, nerede olduğu, oraya nasıl girdiği hakkında hiçbir fikri yoktur. Dışarı çıkmayı başardığında ise tabutlarla dolu bir odada olduğunu görür ve tabutların içinde onun gibi başka gençler de vardır. Kendisi hakkında bildiği tek şey tabutuna kazınmış ismidir: M. Savage. Bir de o gün doğum günü olduğu. Görünürde kimsecikler yoktur. M. diğerlerinden daha büyük ya da daha cesur olmasa da birden kendini onlara liderlik ederken bulur. Ama insan kemikleriyle ve tabutlarla çevrili bir halde, nerede olduklarını bile bilmezken liderlik etmek hiç de kolay olmayacak ve çok geçmeden ilk kan dökülecektir. Gerçekten ilk 200 sayfa boyunca hiç sıkılmadan okudum, ama 200'den sonra ana karakterimiz M. Savage'in sürekli bir kafa karışıklığı olması ve aşk üçgeni içinde sürekli fikir değiştirmesi baymadı diyemeyeceğim. Bishop'ın, yani eski liderin hırsı olduğunu ve her şeyi yönetmek istediği kanısındaydı ama kendisi de aynı şekilde ve liderliği hiç bırakmak istemiyor gibiydi en azından bana böyle geldi.... ama tabii, karakterlerin kişiliklerinin yanında bir de kitabın kurgusu diye bir gerçek vardı çok akıcı şekilde birkaç günde okunabilecek bir kitaptı... Sonlara doğru olan o olayda biraz kafam karışıp saçma olduğunu düşünsem de birkaç kere okuyunca daha anlaşılır hale geliyor sanırım. Eleştirilerime rağmen okunmaya değecek bir kitaptı ama... Sanırım serinin 2. kitabını da okuyacağım umarım bazı karakterlerde de bir karakter gelişimi olur:) Okuyacak olan herkese şimdiden iyi okumalar<3

UyanışScott Sigler · GO! Kitap · 20171,140 okunma

·

718 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

visenya