Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

ENGEREĞİN DİLİNDE ZEHİRLİ YAŞAM Habil'den buyana nefret yoğrulmuş. Engereğin dişinde saklı katılaşmış zehir. Hastadır dünya, zehirlenmiş. Yüz yirmi dört bin tabip, Yüz suhuf, dört Kutsal kitap, Zebur, Tevrat, İncil, Kur'an. Engereğin diline olmadı panzehir. Kaç dize, kaç mısra döksem, Bu kavga durur, Zalimin elinde mazlum ağ eder durur. Kadın, çocuk her kıta aynı durum. Enkazda, tankların arasında, Tarihe resmedilmiş, Her coğrafyada, Gözü yaşlı bir çocuk. Şengalde Ezidi Kürt cariye kadın. Türkistan'da sesleri kısan zülüm. Filistin'de çocuklar bombalar ile uyur, uyanır. Daha bilmediğim yaşamlar, Engereğin dilinde can çekişir durur. Dağların ardı ziviri, Gavur dağı heybetli, İşitildi kulağıma, Karanlıkta nazlı yarin zılgıt sesi. Sanki Mezopotamyalı bir kadın sesi. Hava ananın, kızıymış. Kaşları arasında, bir parmak üste, Güneşi çizmiş. Başında mavi boncuk yazması, Dik durmuş, Gavur dağına haykıryormuş. Engereğin dişini kırmış. Almış yetimin hakkını murdar dan. Engereğin zehri olmasaydı yaşam. Yaşanabilirdi dünya. Toprak Ana cömert. Umut ekerdik, Bire, bin verirdi Sevgi hasadımız. Barışa gebe olur hayallerimiz. Sevdaya filizlenir yüreğimiz. Ölümün coğrafyasında, Bırak çocuk kalsın yüreğimiz....
Ahmet kılıç
Ahmet kılıç
··
306 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.