Sevilen, gerçek bir hayat hikayesinden yola çıkılarak kaleme alınmış, yazarına #Pulitzer ödülü kazandırmış bir eser. Anlatılanları anlamak biraz zor geldi. Kahramanların psikolojik durumlarına ve iç seslendirmelere fazlaca yer verilmiş. Kurgunun ilerleyişinde sık sık geçmiş yaşantılara dönmeler, anlamı zorlaştırdı. Ana karakter olan Sethe'in bir köle kadın olarak kölelikten çektikleri, çocukları için yapmayı göze aldıkları ve verdiği mücadele imrenilecek düzeyde. Sethe, diğer beyazlara göre daha insani olan bir beyaz ailenin yanında köle olarak yaşayan bir siyahidir. Burada iken açlık çekmemiştir, dayak yememiştir. Diğer siyahlar gibi tecavüze uğramamıştır. Hatta düşünceleri bile yanında yaşadığı aile tarafından dinlenmiştir. Sethe'in yanında yaşadığı bu iyi kalpli ailenin ölümüyle çiftliğe mirasçı bir öğretmen ve iki oğlu yerleşir. Böylece Sethe'in hayatı kötü bir yola girer ve çiftliğin yeni sahipleri, orada yaşayanlara köleliğin ne demek olduğunu iliklerine kadar hissettirir. Köleler zincire vurulur, damgalanır, dövülür, tecavüze uğrar, uzuvları kesilir. Çocuklar büyüyünce satılır, ağır işlerde çalışmak zorunda bırakılır. Hâlâ süt emen bebekler satılır. Bütün bu acılara dayanamayan Sethe, Kentucky’den kaçıp 124 isimli bir çiftliğe yerleşir, kızı Denver ile burada yaşar. Eski günleri unutup yeni bir düzende yaşarken Paul D hayatlarına dahil olur ve geçmiş yaşantılarını hatırlamak zorunda kalır. Kitabın bana sıkıcı gelen kısmı ise bu geçmiş yaşantıların aniden olaya girmesi. Bir de yazarın tarzından mı yoksa çevirenin titizsizliğinden mi bilemiyorum, çoğu cümle anlam olarak eksik kalmış. Aynı sayfada hatta aynı parağrafta konular aniden değişiyor. Cümlenin ne manaya geldiğini düşünmek gerekiyor. Bunlar da akışı zorlaştırıyor. Konu olarak beni etkileyen bir kitap oldu. Ama kurgu, akıcı olmayan tarz, cümle yapıları beni kendinden uzaklaştırdı.

SevilenToni Morrison · Sel Yayınevi · 20231,456 okunma

·

85 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Savaş Barha