Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

400 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Gülseren Budayıcıoğlu – Hayata Dön Gülseren Hanım kitaplarını birçoğunuz gibi televizyona uyarlanmasından sonra okumaya başladığımı itiraf etmeliyim. Ama ilk tanışmam bu şekilde olmadı. Sevgili arkadaşım Rabia sayesinde ilk kez karşılaşmıştım Gülseren Hanım’ın ve kitaplarıyla. Yanlış hatırlamıyorsam Kral Kaybederse kitabıydı. Şimdiye kadar okuduğum üçüncü kitabı Hayata Dön. Gülseren Hanım bu kitabında bizlere sıfırdan yükselmeyi, yüksekten sıfırlanmayı birçok tarihi karakter ile anlatıyor. Umudun bitmemesi gerektiğini görüyoruz. Zaten hayat iki sıfırın arasındaki artış grafiği değil midir? Doğum ve ölüm gerçekliğinde tam olma çabamıza “ömür” diyoruz. Okurken fazlaca not tuttuğum için nasıl toparlayacağımı epeyce düşündüm. 400 sayfa olan kitap için 8 sayfa not çıkarmış olmak söylediğim gibi toparlaması güç bir durum oldu. Ama sonunda karar verdim. Alıntılar paylaşıp altına kendi yorumlarımı ekleyeceğim. Umarım sıkılmadan sonuna kadar okumaya devam edersiniz.  Alıntı 1: Mutlu olmak nedir? Alıntı 2: Olmayanın peşine düşüp bir ömrü böyle geçirmek, kaderine söylenmek nasıl bir seçimse, bu gerçeği bir an önce fark edip mutluluğu kendi içimizde keşfetmek de bir o kadar bilinçli bir seçimdir. • Mutluluk üzerine çok güzel anlatımlar yapan yazarımız ile üstteki alıntıda aynı fikirde olmamıza rağmen yazarımızın mutluluk içi “dünyaya insan olarak gelmek gerek “ düşüncesinde ters düşüyoruz. Ben buna kesinlikle katılmıyorum. Çünkü biz insanların ikiyüzlülüğünün en bariz belli olduğu yerdir “insan olmak ve insanlık” kalıpları. Kibrimizi ve kusursuz olma ihtiyacımızı ortaya döküyoruz. Oysa insanlar bu evrenin en kusurlu ve yoldan çıkmaya meyilli varlıkları. “İnsanlıktan çıkmak “ denilen şey bana göre insanın özüne dönmesi, içinde biriken iyilik ve kötülüğün dengeyi bulmasıdır. Alıntı 3: Belki de insanları psikiyatrist olmaya iten şey başkalarıyla birlikte kendi ruhlarını da iyileştirme arayışıdır. • Sanırım mesleğimiz, cinsiyetimiz ya da yaşımızdan bağımsız olarak hepimizdeki tek ortak nokta, kendini iyileştirme arayışımız. Yollar farklı olsa bile insanların yıllarını ve hatta ömürlerinin tamamını harcadığı o yegâne arayış bu olmalı. Kimi yalnızlığın yarasını kimi çocukluğunun yarasını sarmak için yollar arıyor. Attığı tüm adımlar bir şekilde insana bunu aratıyor. Alıntı 4: Bugün yalnızlık salgını dünyayı kasıp kavuruyor ve para maalesef bu sorunu çözemiyor. • Söz edilen yalnızlık sadece aşk hayatımızı mı kapsıyor? Bu soru üzerine bir ara uzunca yazacağım. Alıntı 5: Yani yalnızım… ama… Yalnızlık korkusu anlamında yalnız değilim. Alıntı 6: Hayat insanların duygularını tıpkı dağlar tepeler gibi şöyle veya böyle erozyona uğratıyor. • Bana kalırsa hayatı suçlamak işimize geliyor. Nasıl olsa bir suçlu bulunur aman insanlığa laf gelmesin. Şeytan, kader, hayat der ama asla bizler nasıl varlıklarız demeyiz. Doğayı parçalıyoruz, insanı kırıyoruz, hayvana bile bırakmıyoruz bir karış toprak. Hayat erozyona uğratmıyor, bizler bizzat gidiyor dağı yontuyor, dere ev dikiyoruz. Sonra doymuyor birde kendi türümüze ihanet ediyoruz. İnsan kendinden başka kimsenin mutlu olmasına izin vermiyor. Alıntı 7: Enerjini günahtan korkmak yerine kendini geliştirmeye harcamalısın. Alıntı 8: sahip güçlü olduğu için değil sahip olduğu için korkutur köleleri. Alıntı 9: Güç başka kötülük başka Alıntı 10: Arzularını daha iyi tanırlarsa insanların kendilerini daha az reddedeceklerine, böylece daha özgür, daha huzurlu olacaklarına inanıyordu.
Hayata Dön
Hayata DönGülseren Budayıcıoğlu · Remzi Kitabevi · 202011,8bin okunma
·
95 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.