Sanırım bir kitap için ilk defa bu kadar uzun bir inceleme yazacağım. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler.. Öncelikle yazardan bahsetmeliyim. İki kitabını okudum. Hatta önce bunu sonra öbürünü almıştım. Öbürü dediğim Kendi Gecesinde adlı romanı. Orada da ailesi ve hayatıyla ilgili sorunları olan çözmeye çalışan bir gencin hikayesini okuduk. Ölü Erkek Kuşlar daha çok tanınıyor ama. Daha eski bir kitap. Yazarın bende bıraktığı izlenim, flashback çok kullanıyor ve takip edin diyor. İkincisi günümüzde de yaşanabilir olayları yazıyor (Kaldı ki bu kitap 91'de yazılmış ama 2022'de de olurmuş hatta hiç sırıtmazmış). Ve genelde ya şundan neden bahsetmedi nereye kayboldu bu, şeklindeki cümleleri en az bir kere söylüyorum. Kitaplarını bir çırpıda okuyorsunuz, baktığınızda; ama ben çırpıda okuyacak zaman bulamıyorum bahanelere sığınıp bu da benim ayıbım olsun. Bununla birlikte kendisi fotoğraflarda çok sevimli bir kadın gözüküyor. Tanışmak nasip olur umarım.. -Kitabın içeriği ile ilgili cümleler başlıyor- Gelelim kitabımıza. Suna karakteri kendi içinde savaşlar veren, dış dünyada da birçok zorbalık ve zalimlikle karşılaşmış birisi. Bu sebeple karşına çıkan engellerde Su ve Na olarak bölünüyor. Su; bildiğimiz kadın hani o fedakar anne, ilişkilerde alttan alan, boyun eğen, haset olmayan, herkesin iyiliği için çabalayan ve hatta enayi olan eş ve arkadaş, Na ise; dünyayı kendi de dahil olmak üzere elinde gücü olsa yakabilecek potansiyele sahip, hayatın sillesini hep yedim artık bencil olma zamanı diyerek gezen ve kendi de dahil kendinden başka kimseyi düşünmeyen bir kadın. Kendi de dahil diyorum çünkü Su ondan yatacak bir yer istediğinde, onu kovdu. Evine dahi sokmadı. Suna 2 evlilik yaşadı. Birincisinin nasıl geliştiğini biz bile anlamadık, onu Su istedi. Adam istedi evet cidden Adam. Kitapta karakterin adı Adam diye geçiyor. Yazar bir ad vermek istememiş olabilir veya Suna tarafından alelade bir adam olarak tanımlanmış olabilir. Suna'nın bir de erkek evladı var Mehmet ama anneliği vazife olarak görmüyor, Na buna izin vermiyor çünkü Mehmet ile bir diyaloğu bile yok. Suna hayatını yaşamak istiyor ve yaşayacak da. Köhneyse köhne, özgürse özgür. Yaşayacak da derken onun kararı bu yönde ama işler istediği gibi gitmiyor. Adam'dan boşandıktan sonra kendi gibi özgür, asla ev hanımı laflarını kabul etmeyen hatta cinsellik dışında açık ilişkiye bayağı açık olan biriyle evleniyor adı, Ayhan. Kitabın bir yerinde Ayhan ve Suna birbirlerine o kadar tahammül edemiyorlar ki Ayhan bir liste hazırlıyor evli bir çiftin birbiriyle en azından evde asgari anlamda geçinmelerini sağlamak için ama okurken canım çok sıkıldı ve sinirlendim. Ayhan'a sinirleniyoruz tamam, burada Suna'ya üzülüyoruz haketmiyor diyoruz. Ardından hayatımıza Onur dahil oluyor. Onur, Ayhan'ın arkadaşı. Onur evli, karısının adı Güler. Güler tam bir ev hanımı. Onur ve Suna arasında önlenemez bir durum var bunun adı aşk çünkü; ikisi de her defasında bırakmak istiyor. Aralarındaki çekim gün geçtikçe büyüyor. Sonunda dayanamıyor Suna ve Ayhan'a bu durumu söylüyor. Ayhan'ın olaylara farklı açılardan bakan bir adam olduğunu söylemiştim. Onurla istediğini yaşa ama bana anlatma diyor. Çünkü zaten evde karı koca değil ev sahibi kiracı gibiler (ve evet Ayhan, Suna'dan kira da alıyor.). Ama sonuç olarak uzatmayayım, kitabın adı Ölü Erkek Kuşlar, çünkü Suna'nın hayatına giren erkekler bir şekilde artık kendileri olmuyor değişim geçirip ölüyorlar. -Kitabın içeriği hakkında yazı bitti- Keyifli okumalar dilerim..

Ölü Erkek Kuşlarİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2019947 okunma

·

394 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Zübeyde Burçin Usta