Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

924 syf.
·
Puan vermedi
·
35 günde okudu
Kapağı açıyorsunuz. İlk sayfa. Paris’tesiniz. Paris Nazi işgalinden henüz kurtarılmış. Dönemin Parizyen yazar-çizer-teorisyen takımı ile özgürlüğü kutluyorsunuz. Bugün çok beklendi. Herkes çok heyecanlı. Herkes gelecekten ümitli. Öyle mi? Savaş devam ederken işler ne derece boktan olursa olsun, sizin dışınızda ve sizi kısıtlayan bir faktörün varlığı, üzerinizdeki kişisel sorumlulukların bir ölçüde rafa kaldırılmasına da yarıyor. Kimse sizden pek bir şey yapmanızı beklemiyor. Savaş var nihayetinde. Fakat savaş bittiğinde artık “dışarı çıkmanız” ve “hayatınıza devam etmeniz” gerekiyor. Bu savaş sonrası bunalımı, kitabın ana temalarından biri olmamakla beraber, kendim de dahil olmak üzere pek çok kişide gözlemlediğim “korona-sonrası-bunalımı” ile kurduğum bağdaşım sebebiyle benim için merkezi idi. Ana karakterleri hepimiz tanıyoruz. Merkezdeki çiftimiz Anne ile Robert aslında Beauvoir ile Sartre’ın, bir diğer merkezi karakter olan Henri ise Albert Camus’nün izdüşümü. Etraflarındaki diğer eş-dost-aile üyeleri ile birlikte bir sol entelijansiyanın bileşenleri bu ekip. Fakat sol bu, durur mu, bölünmüş elbette. Komünist Parti ile uzlaşım zor. Yeni bir oluşum etrafında, “Sosyalist bir Avrupa ülküsü” için toplanmaya çalışıyorlar. Bir yandan Sovyetler’den gelen haberler sosyalist kalplerini kırıyor, öte yandan Sovyetler’i yermenin onları sağcı kılacağından korkuluyor. Hiç tökezlemeden akan bu muhteşem kurgu, yazmak-yazmamak, edebiyatın gerekliliği-gereksizliği, politik olarak aktif olmanın ahlaki zorunluluğu ve elbette bu aydınların kendi kişisel alanlarındaki ilişkilenme biçimleri etrafında şekilleniyor. Birbirini takip eden bölümlerden bazıları Henri’nin (Camus’nün) merkeze alındığı tanrı anlatıcı ağzıyla, diğer bölümler Anne (Beauvoir) ağzından ve birinci kişi marifetiyle anlatılıyor. Böylece olayları hem içeriden, hem dışarıdan seyredebiliyoruz. Son olarak, kitapta hiç mandalina yok diye düşünenler için kaynağı çok güvenilir olmayan bir bilgi kırıntısı: “Mandarinler” ismi, Çince karşılığından yola çıkılarak “aydınlar”ı temsil etmek adına kullanılmış. 924 sayfalık harika bir roman. Bir 924 daha giderdi.
Mandarinler
MandarinlerSimone de Beauvoir · Alfa Yayınları · 2019287 okunma
··1 alıntı·
3.064 görüntüleme
Büşra B. okurunun profil resmi
Resmen iştah kabartan bir yorum. İnsan koşarak kitapçıya gidip kitabı alası geliyor. :) Listeye eklendi.
Yıldız Ay okurunun profil resmi
Konusu benim de ilgimi çok çekmişti.Gecen sene 200 sayfa okudum ama bir türlü istediğim tadı alamadim bıraktım. Belki o dönem anlamamış olabilirim.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.