Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

136 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Peyami Safa’nın ne büyük fikir adamı olduğunu gösteren, Peyami Safa kitaplığına mutlak eklenmesi gereken bir kitap olduğunu belirterek başlamak istiyorum. Neden? Kitabın baskısı 1973. Yani çalkantılı ve sıkıntılı dönemlerden biri. 49 yıl evvel yani. Masum çocukları yani bu ülkenin çocuklarını gruplaştırmışlar. Bunların kendi kendine fikir edinerek ölümüne tek fikri sabit olarak savunduklarına gerçekten okuyan araştıran insanlar olarak inanmıyoruz değil mi? Bu gruplaşmanın akabinde bu insanları mahvetmişler. Sağcı olsun solcu olsun bu insanlar katledilmiş ve evlerine tek bir bayrak asılmış. Kırmızı Beyaz bu bayrağın beyaz olan masumiyetini kan rengi kırmızıya boyamışlar. Acı aynı acı. Evlat acısı, eş acısı, kısaca acı... İşte bu zamanda vatanını seven herkesin sağ sol ön arka gibi saçma hatta salakça kutuplaşmalar yerine bir birlik olması inancının getirdiği kalem olmuş Peyami Safa’nın sözleri. Yok Marksist düşünce imiş yok Leninist düşünce imiş. Bu ülkede olabilecek tek düşünce vardır o da karşılıklı saygı. İnsanların kendi fikirlerinden olmayanlara da saygı duyduğu, fiziksel zarar ve en önemlisi ölüm ile sonuçlanmayan mücadele. İnsanların öldüğü hiçbir dava haklı değildir. Olamaz! Nazım Hikmet eleştirisi de kitapta gözümüze çarpan noktalardan. Kesinlikle ben de bu duruma karşı eleştiri yapanlardanım. Vatan Kurtuluş Savaşı gibi en önemli, en büyük ve en son var olma savaşını verirken başka topraklara kaçmak... Ben bunu bir erkeğe yakıştırmam. Bir yerde yapılan skeçte neden önce kadınlar ve çocuklar, neden erkekler duruyor kadınlar kurtuluyor gibisinden bir konu şaka malzemesi yapılıyordu ve bunu yakıştıramadım. Biz böyle bir durumda kadınlarımızı ve çocuklarımızı neden önce kurtarıyoruz? Bize bir şey olursa onlar sağ kalsın, canlarına zarar gelmesin diye. Zayıf noktamız gibi cümlelere de katılmıyorum çünkü benim kadınım benim en güçlü noktamdır. Ona zarar gelmediğini bilerek, onu korumak, onunla bir ömür rahat yaşamak için bir mücadelem olacaksa, aklım başka yerlerde olmadan rahatça mücadele etmek içindir. Tıpkı yakın zamanda Ukrayna erkeklerinin, kadınlarını yolcu edip savaşmaları gibi bir mücadeledir bu. Çarpıtılamaz, aksi düşünülemez, bir erkek asla kadınını geride bırakıp savaştan kaçarak alnı ak gezemez. Peştamal gezerek savaştan kaçmış bu ülkeye kadınını çocuğunu ne olursa olsun diyerek bırakıp gelmiş, öz vatanına soysuzluk eden Afgan ve Suriye kökenlilere bu yüzden karşıtız biz. Kişisel bir düşmanlık değil. Öz vatanını bırakıp gelen adamın bizim vatanımıza hayrı mı dokunurmuş? Var mı bu söylediklerimde o alçak siyaset? Hayır. Bu ülkede 20 milyon genç nüfus var diyelim, bunların hepsi de pırlanta gibi çocuklar. Öncelik bu çocuklara verilecek, bu çocuklar geleceğimiz ve geleceğimizi kurtaracak! Arz olunur! Kitap 3 kısma ayrılıyor. Kızıl Çocuğa Mektuplar, Mahutlar (önemli bir bölümdür) ve Makaleler. Her biri birbirinden güzel ve dikkat çekici bu eseri tavsiye ediyor, iyi okumalar diliyorum..
Kızıl Çocuğa Mektuplar
Kızıl Çocuğa MektuplarPeyami Safa · Milli Ülkü Yayınevi · 197339 okunma
·
182 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.