Öncelikle ifade etmek istiyorum ki, kesinlikle zor bir okumaydı. Hele bir de Yunan mitolojisi bilginiz benim gibi yok denecek kadar az ise..
Ama tüm bunlara rağmen okunması gereken bir kitap. Çünkü insanın yaşadıklarına ve etrafında yaşananlara eleştirel bakma noktasında bir adım ileri götürdüğünü düşünüyorum.
Kitabın 1509 yılında basılmış olması ve günümüzde bile hala geçerliliğini koruduğu eleştiriler içeriyor olması beni, Erasmus'u ve kitabı araştırmaya sevk etti. Kısaca kitaptan da Erasmus'un hiciv yeteneğinden de etkilendim.
İlk başlar da kitabın diline alışana kadar bir anlamama durumu yaşadım, kabul. Ama kitabın ikinci yarısında neredeyse altını çizmediğim paragraf kalmayacaktı. Demem o ki diline alışınca okumaktan keyif bile alıyorsunuz.
Kitabın konusundan da kısaca bahsetmek isterim.
Aslında kitabın adının tam çevirisi "Ahmaklığa Övgü " imiş. Kitap için bu isim daha açıklayıcı mutlaka... Ahmaklık Tanrısı diyebileceğimiz bir karakterin sürekli kendini (ahmaklığı) övmesini ve burdan yola çıkarak toplumdaki siyasetçileri, ilahiyatçıları, hukukçuları, filozoflarını...vs igneleyerek elestirmesini okuyoruz.
Bir incelemede okuduğum şu cümleler çok açıklayıcı olması nedeniyle direkt paylaşmak istedim; "Minerva’nın yani Bilgelik tanrıçasının tam zıddı olduğunu savunurken deliliğin mi bilgelik, bilgeliğin mi delilik olduğunu karıştırıyor. Zaman zaman yerdiğini bir başka sayfada başka bir açıdan bakarak övüyor. İnsanlardan ölümlüler diye bahsederek ölümlülerden kendisini bilgeliğe kaptıranların mutluluktan uzaklaştıklarını söylüyor."
.
Yanılmanın pek kötü bir şey olduğundan dem vurup durur bazıları. Hayır efendim, insanın başına gelebilecek en büyük kötülüktür hiç yanılmamak.
#alıntı
Deliliğe Övgü 
Desiderius Erasmus
·
42 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.