Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

416 syf.
·
Puan vermedi
·
60 günde okudu
Son Osmanlılar
"Ama, Son Osmanlılar'ın hiçbiri sürgüne gönderilen başka hanedanların yaptığı hatayı yapmadı, Türkiye üzerinde ümidsiz bir iktidar mücadelesine girişmedi. Cumhuriyetle yaşanan büyük değişimi kabul ettiler. Altı asır boyunca hüküm sürmüş olan Osmanlı padişahlarının torunları şimdi Amerika'dan Avustralya'ya kadar dünyanın dört bir yanına dağılmış vaziyetteler ve ailenin az sayıda bazı mensubu da vatanında, Türkiye'de yaşıyor. Son Osmanlılar, artık kubbede kalan hoş bir sadadan ibaret." (s. 190) Yıllar yıllar önce okumam gereken okumakta çok geç kaldığım bir kitap. Kitapta sırasıyla bazı hanedan üyelerinin sürgünden sonraki hayat hikayelerini okuyoruz. Burada ve kitabın devamında dikkatimi çeken ilk nokta hiçbir hanedan üyesinin zenginlik içinde yaşamaması. Pek çoğu maddi zorluklar içinde yaşamış. Mesela kitabın ilk bölümünde hayatı anlatılan Mehmed Orhan Efendi uzun yıllar Beyrut-Şam arasında taksicilik yapmış. Öldüğünde de Nice'te 30 m2'lik bir evde yaşıyormuş. Zaten aile üyelerinin birbirlerine yazdıkları mektuplar genelde para istemek üzerine. (En azından Murat Bardakçı bu mektupları ele almış.) Kitapta cevap bulmak istediğim bir diğer soruda sürgündeki hanedan üyelerinin Atatürk'e ve Cumhuriyet'e bakışlarının nasıl olduğuydu? Kitabın ana konusu olmasa da bu konuda da kitaptan bazı anekdotlar görmek mümkün. Hanedan üyelerinde kesinlikle bir düşmanlık yok. Belki kırgınlık var. Mesela Vahdettin, Atatürk aleyhinde bağıran torunlarını çok sert bir dille azarlamış. Ahmet Kemaleddin Keredin'in anlattıklarıysa daha da ilginç. O ailenin başına gelenlerin sorumlusu olarak Damat Ferit Paşa'yı gösteriyor. Atatürk'ün yapılacak en doğru işi yaptığını söylüyor. II. Abdülhamid'in torunu Osman Nami ise şunları söylüyor: "(...) Hep vatanın iyiliği Mustafa Kemal'in başlattığı yolun muvaffak olması için dua ettik. Ben, Mustafa Kemal'e her zaman saygı duydum. Harpten yenik çıkan devleti kurtarabilecek tek kişi, Mustafa Kemal idi. Bulunduğum yerlerde, onun aleyhine bir söz söylenmesine hiçbir zaman izin vermedim." (s. 174) Benim ilgimi çeken bir diğer konu aile içinde miras mücadelesi oldu. Miras mücadelesinin kendisi değil de aile üyelerinin II. Abdülhamid'e karşı olumsuz bakışı. Çünkü II. Abdülhamid ailenin bütün mallarını kendi üzerine geçiriyor. Gerçi Murat Bardakçı, II. Abdülhamid'in Musul petrolleri gibi meselelerde dönemin şartları gereği doğru yaptığını söylüyor ama yine de ilginç bir durum. "... Abdülhamid, büyük amcam... Maalesef, amcam... Yeğenlerinin malını-mülkünü ellerinden alan, bizi açlığa mahkum eden bir amca... Ailemizin bugün çektiği sefaletin tek sebebi, Hamid amcanın herşeyi kendi üzerine geçirmesi..." (s. 220) Son olarak hanedan üyeleri sürgünden sonra benzer durumdaki diğer hanedanlar gibi davranmamış, son derece mütevazı yaşamışlar. Bu da onların ne kadar asil olduklarının bir göstergesi sanırım.
Son Osmanlılar
Son OsmanlılarMurat Bardakçı · Turkuvaz Kitap · 2021295 okunma
·
69 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.