Amin Maalouf, ailesinin kişisel tarihinin kayıtlarından oluşan bir romanla çıkar karşımıza. Ortadoğu ve Lübnan son iki yüz yılına da ışık tutar kitap. Yazar, dedesi Butros'un Lübnan'da başlayan hayat yolculuğunun izlerini sürmekle başlar işe. I. Dünya Savaşı öncesi ve sonrası toplumsal değişimlerinin Maalouf ailesinin üzerindeki etkilerini de görürüz. Farklı din ve ırkların bir karışımından oluşan büyük bir devlet çöküş devresine girdiğinde, bünyesindeki tüm toplumların hayatında da ciddi travmalara sebep olur. Bu travmaların küçük ölçekli bir örneğini de Maalouf ailesinde görürüz. Yeni bir hayat arzusuyla Avrupa, Kuzey veya Güney Amerika'ya göç eden Maalouf'lar ve her şeye karşın memlekette kalmak isteyen Maalouf'lar arasındaki çatışmalar da kitabın başlıca dikkat çeken yönlerinden biriydi. Doğu toplumlarında musallat olmuş kompleksleri de bu kitapta görmek mümkün. Ben, bu komplekslerin Doğu Müslümanlarında olduğunu düşünürken Doğu Hristiyanlarının da aynı komplekse kapıldığını gördüm. "Kaldırın başınızı, çağdaş giysiler giyin ve söyleyin kendi kendinize: Sarıkların zamanı geçti! ( s. 107)" " Yaşasın İngilizce konuşan ülkeler! Yaşasın ingiliz dili! (s. 61)" diye haykırır Hristiyan doğunun Bilge Butros'u. Tıpkı Doğu Müslümanları gibi Doğu Hıristiyanları da batının ikiyüzlülüğünü çok acı bir şekilde fark ederler. Kitapta tarihimizin oldukça ünlü şahsiyetleri ile de karşılaşırsınız. Sultan Abdülhamid Han, Enver Paşa ve Mustafa Kemal Atatürk. Bu üç önemli isimle ilgili ilginç tespitler okuyacaksınız. Yazarın ailesinin tarihine de kalıcı izler bırakmış olduğunu göreceksiniz. Keyif alarak okuduğum güzel bir kitaptı. Tavsiye ederim.

Yolların BaşlangıcıAmin Maalouf · Yapı Kredi Yayınları · 20192,025 okunma

·

251 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.