Saat:18:00Dostoyevski’nin ölmeden evvel yazdığı son öyküsü. 1877’de bu öyküyü kaleme alıyor ve 1881’de de aramızdan ayrılıyor.
Gülünç Bir Adamın Düşü yazdığı tüm öykü ve romanlar içerisinde hayata iyimser bakış açısıyla bakabilmiş,umut ışığı yakmış ve çözüm yolu göstermeyi seçtiği tek eseri..
Öykü boyunca Dostoyevski’nin tüm eserlerinde bariz hissedilen anlamsızlık, yokluk, manasızlık, kötülük, aşağılık her türlü durum,duygu ve insanın zihnimize çarpıp bizi çırılçıplak kalmışız gibi hissettiren satırları bu kitabında göremiyoruz ne kadar şaşırtıcı değil mi:) Dostoyevski denemiş ama insanların içlerinde insanî bir taraf olduğuna ve iyiliği seçerek insanlığı kurtaracağımıza inanmak istemiş ama ben yemedim:)
Dostoyevski ve başka yazarların bu öyküdeki gibi yazılan eserlerde kullandıkları anlatım tarzı ise yaptığım okumalar sonucunda öğrendiğim üzere MENİPPERAN HİCİVİ imiş.Bilmiyordum öğrendim .Bu hiciv çeşidinde yazar anlattığı olayı okuyucuyu nihilist felsefelerde boğmadan en acı olabilecek olay ve sorgulamaları komiklik ve ironi yaparak anlatmaya çalışıyor.M.Ö 3.yüzyılda yani Hz.İsa doğmadan 200 yıl önce yaşamış Antik Yunan düşünürlerinden birinin anlatım tarzı hicive adını kazandırmış.Roman ve öykü bildiğimiz üzere Batı edebi türlerinden ve altından antik Yunan’ın çıkıyor olmasına şaşırdım mı hayır..
Eser ve yazar birbirinin aynasıdır ben de buna inananlardanım insan sarımsaklı yemek yediyse akşam öğününde sabahki yürüyüş grubunda buram buram iç organlardan sıcak sıcak yayılan derin bir iğrençlikte sarımsak kokacaktır,insan yeni duş alıp geldiyse mis kokular salacaktır etrafına..Bence farkı yok .
Dostoyevski’den uzun uzun tahlil cümleleri ile bahsedemem bunu Freud çok başarılı bir şekilde ifade etmiş ve ben de onun cümlelerini aynen buraya yazıyorum.
“S.Freud, Dostoyevski için; “İnsanlığın kurtarıcısı olabilirdi ama o, gardiyanı olmayı seçti” der. Dostoyevski’yi anlamak, “Peki Gardiyan kimdir?” sorusuyla buradan başlamaktır. Gardiyan herkesin bildiği üzere, suçluların cezalarını çektikleri yerde ki düzenin sağlanması, kaçışın engellenmesi ve gözcülüğün yapılması ile sorumlu kişidir. Yani, suçun cezasının garantörüdür. Dostoyevski’de aynı şekilde, insanlığın tüm suçlarının, hatalarının ve aşağılık eylemlerinin gardiyanlığını yaparak -yazarak- teker teker insanların yüzlerine çarpar ve cezalarını çekmelerini sağlar. İnsanlığın karanlık tarafına bir aynadır aslında. “
Dostoyevski’yi ne yazarsa yazsın seveceğiz çünkü Çehov gibi Dostoyevski gibi yazarları okurken kendimizi yakın hissetmemizi sağlayan şey eserlerinde kullandıkları ögeler Anadolu insanının da hayatıyla benzer..
Keyifli okumalar