Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.27
Gönderi
Uzun zamandır iş, spor, sınavlar çemberinden çıkamıyorum bu yüzden ne inceleme yapabiliyorum ne de kitap okuyabiliyorum. Hazır vakit bulmuşken Canan Tan Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabına incelememi yapayım dedim. :)
İncelememi yapmadan önce şöyle bir göz gezdirdim de birçok kişi şey demiş; ‘’Ergenlerin okuyacağı, zaman kaybı, saçma bir aşk vs…’’ diyerek olumsuz cümleler kurmuşlar. Herkes her kitabı beğenmek zorunda değil. Sonuçta aynı yazı, aynı hikaye bana farklı bir bakış açısı katarken sana bambaşka bir bakış açısı katar. Ama ben bu denli olumsuz yorum yapmaya odaklamayacağım kendimi. Kendi çapımda her yönden inceleyeceğim kitabı. Çünkü kitapta ki bazı yerler beni geçmişimdeki yaşanmışlıklarıma götürdü sizin tabirinizle lise hatta ergen yıllarıma.. :)
Evet her zaman ki gibi klasik cümlemle girişi başlatayım arkadaşlar. Canan Tan’ın okuduğum 2. Eseriydi bu roman. Bildiğiniz üzere Canan Tan ile ilk Piraye kitabında tanışmıştım ve çok hoşuma gitmişti, sıkılmadan okumuştum. Bu kitapta beni sıkmadı demek isterdim lakin çok aşırı detaya girdiği yerler var, resmen o noktalarda takılmış kalmış ve bu da beni sıktı işin açığı.. Dediğim gibi yazıları düz, duyguları derin ama gereksiz detaylarla sıkan bir kitap.. Canan’cığım duyguları gerçekten yaşıyormuşçasına okura hissettirme olayında oldukça başarılı bence. Şimdi kitap akıcı falan dedim evet akıcı fakat sıradanlığı aşamayan, klasik bir hikaye bunu da belirtmeden geçemeyeceğim doğrusu..
Kitabımızın konusu ‘’Aşk’’..
Şimdi kitapta birçok karakter var ama kitap başrol Aslı ve Murat ikilisine çok aşırı öncelik vermiş. Eee normal konusu ve başrol gereği ama bazı yerler çok sıktı. Hele ki Aslı’nın Amerika maceraları.
Aslı asi dediğim dedik, gururlu, burnu düşse eğilip almayacak derecede havalı bir kadın. Eee Murat desen evet zengin ama bir o kadar naif hoşgörülü.. Aslı ve Murat üniversitede tanışırlar. Aslı gereksiz egosu sayesinde Murat’ın ilgisini çeker, muhabbet başlar şiirler üzerinden özellikle de Nazım Hikmet sayesinde bu ilişki başlar. Dedim ya Murat tam bir beyefendi Aslı’nın her egosuna, her çocukça hareketine aşkı gereği göğüs geriyor ki bu ne kadar doğru bilemiyorum. Neyse yıllar geçiyor Bursa tatilinde Murat Aslı’yı ailesi ile tanıştırıyor ve ailesi Aslı’dan hoşlanmıyor. Sebebi ise Aslı’nın ben çalışacağım kariyer yapacağım demesi. Ve hikaye bu şekilde devam ediyor.
Kitapta Aslı’nın anne ve babasının üniversite zamanı tanışıp Nazım Hikmet şiirleriyle bir aşka yelken açıp evlenmeleri aynı şeyi Aslı’nın yaşaması her ne kadar sıcak bakmıyorum dese de evlenmek istediği Murat ile bu şekilde bir ilişkiye başlamaları baya baya tesadüftü :) Aslı’nın Murat’a yaptıklarına rağmen Aslı’dan vazgeçmeyip onu deli gibi sevmesi, masumane sevmesi, sadık kalması beni gerçekten çok etkiledi ama bazen de sıktı.. Aslı’ya zaten en başından beri öfff Aslı pööff Aslı dedim durdum.
Kitapta şey dikkatimi çekti Aslı zaten kendi ayakları üstünde durmaya çalışan, ailesinin parasını reddeden, aşırı egolu bir hatun. (Kiminiz ego değil özgüven diyeceksiniz ama yok bu özgüven değil gerçekten..) Aslı karakterimiz o kadar olgun ki öyle bir gösteriyor ki kendini, kendinden bilmem kaç yaş büyük bir adamla evlendi mutlu olmayacağını bile bile kapıldı gitti. Her egonun böyle bir üzücü sonu var sanırım.. Şimdi diyeceksiniz ki ‘’Kendinden yaşça büyük biriyle evlenmenin olgunlukla ne alakası var?’’ Haklısınız ama okuyanlar ne demek istediğimi anladı..
Aslı normalde Müslüman bir ailenin Müslüman bir çocuğu fakat Amerika maceralarının anlatıldığı esnada cümleyi tam birebir hatırlamıyorum ama şöyle bir şey demişti; ‘’Bence ateistler Müslümanlardan daha güçlü. Çünkü biz Müslümanlar zor zamanlarımızda Tanrıya sığınırken ateistlerin böyle bir sığınağı yok ve tüm zorluklarla tek başına mücadele ediyorlar.’’ Öngördüğü şeye bakar mısın ateistlerin böyle bir sığınağı yok. Aslı gerçekten akıllı olsaydın sadece zor zamanında değil her zamanında sığınacak bir kapın olduğu için şanslı olduğunu ve bunun için şükretmen gerektiğini bilirdin. Neyse din mevzusuna çok girmeyeceğim. Herkesin kendi görüşü, kendi fikri var sonuçta. Ama bana bu ters geldi. Çok spoiler vermeyeceğim aramızda hala okumayanlar var çünkü.
Bana göre kitapta birçok mantık hatası, birçok gereksiz detay ve birçok saçmalık vardı. Sonunu tahmin etmek zor olmadı. En başından beri kendi kendime dedim ki ‘’Bu Murat gider ailesinin istediği kadın tipiyle evlenir ondan çocuk yapar mutsuz bir evlilik ama saygılı bir evlilik olur ve hayat bu ya kızı olur adını Aslı koyar’’ dedim. Dediğimde çıktı yanılmadım. Yani mantık hatalarını, gereksiz detayları, abartıları ve edebiyatsızlık yönünü çıkarırsak kitaptan kitap zaten sayfa sayısı olarak yarıya iner. Yeni okumaya başlayan nesil için ideal.
Şöyle bir incelememe göz attım da en başta ''… ben bu denli olumsuz yorum yapmaya odaklamayacağım kendimi'' dedim ama sanırım bende olumsuz yorum yaptım. :)
Keyifli okumalar :)
·
1 artı 1'leme
·2.108 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.