Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

474 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
34 saatte okudu
1 numaralı kategorinin belki de en iyi, en eleştirel kitabını geride bıraktık. Batılılaşma ve bunu tamamen yanlış algılayarak kendinde birikim görenlerin getirdiği yanlışlıklar komedyası olan bir dönemin aynası adeta bu kitap. Günümüzdeki şekliyle, sosyal medyada okuduğu iki satır yazılarla kendini çok kültürlü, edebiyatçı, tarihçi, kripto gibi konularda uzman ve çok bilgili zannetmek. Bu bir hastalık. Öğrendikçe kendimizi daha bilgisiz hissetmiyor muyuz, neler var diye. Ben mi yanlış biliyorum yoksa bende mi sorun var? Her kitabında değindiği felsefeler bu sefer aile üzerine yapılıyor aslında. Ayrıca hemen başta belirtmem gereken bir nokta da Everest Yayınları sonrası günümüz Türkçesine, Gürpınar romanlarını da katan İş Bankası üzerine olacak. YKY de bu düelloya sevgiyle davet edilmektedir, bilgilerine sunarız. Biz, bizden olanla devam etmeliyiz. Eserin önemine değinelim. Hükumet tarafından (İstanbul, kitap 1911 baskı kardeşim) sansüre uğrayan ve yasaklanan bir eser olarak göze çarpıyor. Tiyatroda oynanması da güzel aslında. Saçma sapan tiyatrolarla tiyatro sanatçılarımızın emekleri hiçe sayılıp, seyircisiz kalacaklarına devam ettirin kardeşim. Ben 96’da doğmuşum, en son 95 yılında oynanmış tiyatroyu ben görmemişim, yeni nesle nasıl aktaracağız? 30 sene önce oynandı, bitti. Bu mudur yani. Bizde çok güzel cevherler, çok güzel yazılar mevcut. Değerlendiriniz lütfen. İki tane ana fikir var diyebiliriz. Bu ana fikirlerin ikisi de çok önemli kanımca. İlki para hırsı. Bu konuda uzun uzun yazılır evet ama seveceksek de sayacaksak da kendi paramızı. Başkasının ne malında ne mülkünde ne de hiçbir şeyinde asla gözümüz olmamalı. Büyüklerimiz boşuna mı söylemişler? Helal 1, haram 2’den büyüktür, diye. Diğeri ise Batı etkisi yerine kendi kültürümüz, gelenek ve göreneklerimizin kıymetini bilmemiz üzerine. Tabii ki bir yerde daha iyisi varsa onu alacaksın ama olduğu gibi kopyala yapıştır yerine faydalı kısımlarını seçip alarak. Karakter olarak bakıldığında karşımıza Meftun Bey karakteri çıkıyor ki oldukça çıkarcı biri olup tam bir özentidir. Fransa’ya eğitim için giden, neden gittiğini dahi unutan-bilmeyen, yalnızca BEN düşüncesiyle yaşayan birisidir. Edibe Hanım ise bu karakterin eşi olup, fazla zeki biri değildir. Eşinin neler yaptığını göremeyecek kadar dalgın bir kadındır. Kasım ise Edibe’nin babası olup zengin olduğu kadar da cimri bir şahıstır. Mahir Bey ise kitapta beni üzen bir karakter olarak aklımda kaldı. Kitapta yaşananlar ve sonlara doğru değişen ahlak ve aile düzenini gördüğümüzde ana fikirlerin ikisinin de ne derece mühim olduklarını gözlemlemek mümkün. Bilhassa Kasım Efendi’nin felç geçirecek kadar derin duygular yaşaması ve o olayın hadisesi beni ne kadar şaşırtsa da bir Gürpınar romanında ben böyle bir senaryo bekliyordum zaten. Burada uygulanan sansür acaba o dönem ilginin yoğun olduğu Batı eleştirileri yüzünden mi yoksa kadın erkek ilişkilerine dair yazarın yazdıkları yüzünden mi bundan emin olamıyorum. Ahmet Mithat etkisi yazarın sürekli olarak söylediklerini açıklamasında görülüyor. Ben daha çok ‘Alafranga Eleştirisi’ üzerine bu tarz bir sansür geldiğine inananlardanım. Güncel baskıları olduğu için elinizde bulundurmanız gereken (bulunduramayanlar bana gelin, çekinmeyin) bir kitap. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Şıpsevdi
ŞıpsevdiHüseyin Rahmi Gürpınar · Everest Yayınları · 20082,108 okunma
·
686 görüntüleme
Burak Turker okurunun profil resmi
Güzel inceleme olmuş elinize sağlık
Sadık Kocak okurunun profil resmi
Teşekkür ederim, akşam hatırlatın göndereyim size kitabı. 🙂
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.