Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Körü Körüne
Bir hayli olmuştu, teninde tüm fahişelerin arsız parmaklarını üzerinde taşıyan bir adamı seveli. Kalbi yerine kocaman bir boşluk taşıyan, o boşluğa tüm kibriyle taştan heykelini koyan narsis bir adama tutulalı uzunca zaman olmuştu. Utanırdım çekinirdim. Ondan bundan değil, kendimden! Bile bile nasıl sürükledim kalbimi peşinden? Benden daha iyi tanıyamaz ki kimse onu? Nasıl yaptım kendime bunu? Soğuk, alaycı, narsis, egoist… İyilik namına tek kelime bilmeyen, sadece çıkarlarını gözeten bir adamı nasıl koydum yüreğime? Onun için nasıl küçülttüm kendimi bu şekilde? Aklım almıyor, mantığıma sığmıyor ama nasıl olurda kalbime hükmedebiliyor? Sigara dumanına kaplı kendine has kokusu, özenle insanlara saplamak için bilediği kelimeleri, neşeden yoksun sırf birilerini gıcık etmek için savurduğu alaycı gülüşleri, her gün başka bir kadının tırnak izleriyle yaralanan kavruk teni, sadece hırslarına hizmet eden zekâsıyla, merhametten nasibini almamış bir katilin soğukkanlılığına sahip ‘ben tehlikeli değilim tehlikenin ta kendisiyim’ diye avaz avaz bağıran aurasına rağmen nasıl âşık oldum ona bilmiyorum… Hiç kandırmadım da kendimi. Başından beri böyleydi. Bir gram iyilik aramadım içinde. Aptal kızların ‘yaralı, yoksa içten içe iyi biri’ masallarına inandırmadım kendimi. Değiştirebileceğime –ki düşünmeye bile cüret edemem zaten- onun birazcık bile düzeleceğine inancım olmadı hiç. Hasarlı bir bibloyu tamir etme girişimi değildi benimki. Hep gözlerimin önündeydi zifiri dehlizi. Hep kaçtım, hep uzak durdum, nerede ne zaman nasıl oldu bilmiyorum. Artık onun karanlığı olmadan yaşayabileceğimi düşünemiyorum. Hiç uğraşmadı, çabalamadı, herkese kurşungeçirmez kalbim söz ona geldiğinde nasıl kırıldı? Zerre güvenemediğim bir adamı nasıl aldım yüreğime. Ufacıcık olsun –yalandan dahi- uğraşmadan, kalbimle verdiğim bu savaşı nasıl kazandı bilmiyorum. Savaş dediğinde kayıp olur, kan olur acı olur. Gel gör ki tek ben oluk oluk kanıyorum. Niye sadece ben acı çekiyorum Tüm kayıpları neden ben veriyorum. Eliye bir sinek öldürmüş gibiydi sanki. Tek zerresi zarar görmemişti ama ben kan revan içinde can çekişiyordum işte… -Elif Betül Özcan
·
277 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.