Gönderi

50 syf.
10/10 puan verdi
"İçinde bir şeyler hayır diyorsa, sen de hayır demelisin."
İnsanın kendisi dışında gerçekleşen olaylarda ne kadar söz hakkı vardır? Bir seçim yapsa bile bunun doğruluğu ne kadardır? Çok fazla olasılık var. Ama seçeneksiz gibi görünen çoğu durumda bile bir çıkış yolu vardır. Seçmemek bile bir seçenektir aslında. İnsan kendini ne zaman mecbur hisseder? Tabi ki birileri ondan bir şey beklendiği zaman. Sonra sorgulamaya fırsatın olmadan ayaklanırken bulur insan kendini. İçinde bir şeyler çoktan harekete geçmiştir. Kitapta yer alan karakterimiz Ferdinand için de durum böyle. Savaş zamanı askerlik için evine gelen mektuptan sonra kendisini bir karmaşanın içinde bulur. Gitmeli mi? Yoksa kalmalı mı? Bir süredir ülkesini bırakıp başka bir yerde yaşamaya çalışırken üstelik. Denemişti. Evet denemişti. Ama bunun bir yararı olmadı. Kaçamadı. İçten içe bugünün geleceğini biliyordu aslında. Bunu istemiyordu ama biliyordu. Her şey ona bağlı değildi ama düzenin bir parçasıydı. Gitmeli bu uğurda savaşmalıydı. Kendisinden beklenen buydu. Karısıyla uzun bir tartışmaya girdi. Düşünceler, doğrular, yanlışlar, seçimler ve sonuçlar ortaya saçıldı. Her şey konuşuldu. Ama yine de içindeki o sesi susturmaya yetmedi. Bunun için de mecbur kaldı belki. O sesi susturamadığı için dinlemek zorunda kaldı. Karısı ondan bir seçim yapmasını istediğinde cevap veremedi. Ertesi gün onu bulamadığında içindeki sese hak verdi. Çantasını alıp evden çıktı. Karısını da suçladı bunun için. Gitmesinin bir sebebinin de o olduğunu düşündü. Beni mecbur bıraktı dedi kendi kendine. Evet işte yine bir mecburiyet. Onu tren vagonunun önünde gördüğünde kabullendiğini düşündü ama yine olmadı. Karısı çantasını alıp ona engel olmaya çalıştığında düşünmeden vagona atladığında dönüşü olmadığını da biliyordu. Olması gerekenin bu olduğunu düşünüyordu. Sonra savaştan dönen insanları gördüğünde bir şey oldu. Başka bir şey gördü o an. Yaralar, kayıplar, endişeler... Her şey bunun için miydi? Kısa bir an için de olsa içindeki o sesi susturabildi. Ve bir karar verdi. Vazgeçti. Mektubu yırtıp eve döndü. İnce bir kitap olmasına rağmen uzun düşüncelere sürüklüyor insanı. Stefan Zweig kitaplarının etkisi hep böyledir zaten. Elinize alın. Okuyun ve düşünün.
Mecburiyet
MecburiyetStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202162,3bin okunma
·
70 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.