Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

287 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Mutlu Ramazanlar! Birinci cildi 1936, ikinci cildi 1966 yılında 30 yıl arayla yazılan; İnkılap yayınlarının çok güzel katkısıyla ve desteğiyle ikili olarak sunulmuş çok değerli bir eseri geride bıraktık. Çok kısa notlardan oluştuğu için okunması kolay, günlük olaylardan bahsettiği için bir abartı göze çarpmıyor, tanıdık gelebilecek hadiseler nedeniyle de kendine yakın hissettirebiliyor. Sanırım Milli Eğitim Müfettişi olduğu dönemle alakalı notları bunlar. Anadolu’yu o zamanda da gezdiğini görüyoruz. Tabi Müfettiş olunca aklıma rahmetli Kemal Sunal’ın Hababam Sınıfı filmi geliyor haliyle. Yazar, Rıfat Ilgaz olsaydı şaşırmazdım burada tabi. Sevdiklerimi anmaya bahane arıyorumdur. Kitaptan çıkarılabilecek en önemli derslerden biri de Anadolu üzerine gerçekten oturduğu yerden yazmak yerine bizzat içine girerek çıkardığı görüşler üzerinden. Günlük hayatı ve bunun detaylarını gözlemleme fırsatı sunar bizlere. Geziler, mantıklı olarak, yollarda geçtiğinden konaklama yerleri yani oteller ile yolculara dair gözlemleri daha ağırlıktadır. Hem genç hem yetişkin Türkiye merakınız varsa ve orada anlatılan şehirlerde bulunduysanız daha da güzelleşecektir kitap. Köylüleri anlattığı ve köylülerde de para hırsı olduğunu aktardığı satırların önemi kadar insanları bu kadar paraya hasret, geçimi zor duruma getirenlere de birkaç yazı yazmalıydı derim. Bu bir düşmanlık değil, gelişmek isteyen herkes düzeyli bir şekilde eleştiriyi kabul etmelidir. Mesela birisi bana gelip şöyle yazma bu şekil daha güzel durur derse ben bu güzel eleştiriyi alır ve ona göre değerlendiririm ki ara sıra yapıyorum. Ama hakaret ederek bunu söylerse ağzının payını veririm başkasının. Üslup önemi. Üslup demişken, yazarın kaleminin tadını mutlak almalısınız derim dostlar. Mesela kamyoncuları anlattığı yazısı ilginçti. Tabi arada çakalları mutlak vardır ama tanıdıklarım arasındakileri göz önüne alarak konuşacağım. Cebinde ne varsa onu paylaşan, heybesini saklamayan insanlardır. Gideceğiniz yola gidiyorsa sizi de götürür. Birlik ve beraberlik duyguları da meşhurdur. Mesela biri bir yere çay içmeye gitti, diğerini arar burası güzel buraya gelin diye. O diğeri, öbürü ötekini derken 1 yıl sonra bütün hepsi oraya mutlaka uğramış olurlar. Nerede yiyip nerede içtikleri, nerede konakladıkları bellidir. Hepsi kötü değildir. Realizm akımının bir temsilcisi olan Güntekin’in özellikle Anadolu halkının hurafe ve batıl inançlarda aşırı derece kandığını aktarmasını gözlemlemek de mümkün. Tabii geride bıraktığımız Gürpınar romanlarında bu konuya o kadar hakim olduk, oldukça gülerken aynı zamanda öğrenmiş bulunduklarımızın yanında, buradaki ufak notların kıyaslaması komik olur. Şoför hikayesi de kafama takılanlar arasında diyebilirim. Özellikle geçilmeye tahammülü olmamaları, yarıştan vazgeçememeleri üzerinde duruluyor. Bu konu maalesef hepimizde olan bir durum. Özellikle erkekler. Hele iki kaliteli araba yan yana geldiyse, ışıklarda. Kalkış için kim daha hızlı yarışı başlar. Arada bir antlaşma yok, görüşmüşlük yok ama gel gör ki bir anda yarış kararı alınır. Maalesef ki durum bu. Sadece bizde değil, dünya geneli. Öyle ki bunun için Hızlı ve Öfkeli serisi çıkardılar milyonlarca dolarlık ve düşünün nasıl seyredildi. Oldukça beğendiğim bir anı kitabıydı. İyi okumalar dilerim..
Anadolu Notları 1-2
Anadolu Notları 1-2Reşat Nuri Güntekin · İnkılâp Kitabevi · 20071,775 okunma
·
332 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.