Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

368 syf.
·
Puan vermedi
·
11 günde okudu
Hakan Günday’ın Zamir adını taşıyan romanı, yeni bir bin yıla (2000) girmeye hazırlanan bir dünyada geçiyor. Kitapta her ne kadar o yıllarda şahit olmadığımız olaylar yer alsa da bu kurgusal dünyanın günümüze dair pek çok göndermesi bulunuyor. Kitaba ismini veren Zamir, hayata gözlerini, acılı bir coğrafyada, Türkiye – Suriye sınırında açar. Fakat bu acılı coğrafya, bir dizi tesadüfler sayesinde bir bakıma Zamir’in şansı olacaktır. Mülteci kampında patlayan bir bombayla yüzünü kaybeden Zamir uzun süren bir ameliyatın ardından hayata döndürülür. O artık medyanın da ilgi odağında olan bir yıldızdır. Böylece hayatı kurtulan Zamir, kısa bir sürede birçok dili konuşabilen bir dünya vatandaşı olacaktır. Ancak Zamir’in “zehirli” bir tarafı da vardır. Yaralı kimliği daha çocukluğundan itibaren dokunduğu kişilerde derin izler bırakır. Onu uzun ve yorucu bir ameliyatın ardından hayata döndüren Doktor Asbjörn bu operasyon sonrasında alkolik olur ve mesleğinden uzaklaşır.“ Sonra şunu fark etti: Hiçbir şey hissetmiyordu. Sanki hayatı boyunca bir daha hiçbir şey hissetmeyecekti… Kitabın en önemli mesajlarından birinin de sivil toplum örgütlerine yönelik olduğunu söyleyebiliriz. Sivil toplum örgütlerinin içindeki çekişmeler, politikacılarla yürüttükleri gizli ve kirli ilişkiler velhasıl vitrindeki görünümleriyle dışa yansımayan yüzleri kitabın ana izleklerinden birini oluşturuyor. Bu bakımdan Zamir ’i uluslararası sivil toplum örgütlerinin çalışmalarına ilişkin eleştirel bir değerlendirme olarak da ele almak mümkün. Gelelim kitabın temel sorunsalına…Zamir ,kendi kurgusal gerçekliği içinde popülist yönetimlerin nasıl bir otoriterliğe evrilebileceğine ilişkin canlı örneklerle dolu. Bu yönüyle kitabı, siyasal popülist bir distopya olarak değerlendirmek de mümkün. Öyle ki sözünü ettiğimiz bu dünyada Türkiye’de “Allah var mı, yok mu?” diye bir plebisit (referandum)yapılıyor, Almanya’da ülkede yaşayan Türkleri kovmak için Veda Yasası çıkarılıyor, İngiltere’de göçmen topluluklarını kontrol etmek amacıyla nüfus mühendisliği politikaları hayata geçiriliyor, güya dünya barışı için hareket eden bir takım sivil toplum örgütleri Afrika’daki asker diktatörlerle “barış adına” kirli işler çeviriyor. Zamir ’de siyasi popülizm, demokrasiyi içten içe yok eden bir virüs gibi resmediliyor. Kitleler; cinsiyetçi, ırkçı, ayrımcı sloganlarla tahrik edildikçe popülist, çoğunlukçu rejimlerin kendilerini tahkim etmeleri kolaylaşıyor. Böylece ayrımcı söylemlerin öznesi olan azınlıklar ve göçmenler bu politikaların ilk kurbanları haline geliyorlar. Özetle Hakan Günday’ın Zamir adını taşıyan romanı kurgusal bir dünyada yaşananları anlatsa da içinde günümüz dünyasına ilişkin birçok gönderme barındırıyor. Popülist politikaların Batı demokrasileri için taşıdığı tehdit ve bu politikalardan kimlerin nemalanacağı kimlerin ise kurban olabileceği bugünden bakıp Zamir’de göreceğimiz konular…
Zamir
ZamirHakan Günday · Doğan Kitap · 20214,581 okunma
·
877 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.