.. ölümden çok yaşamdı sınırsız olan. ..*Fermina dedi..
".. sana sonsuz bağlılık ve bitmeyen aşk andımı bir kez daha dile getirmek için yarım yüzyıl bekledim bu ânı"
Kolera Günlerinde Aşk Gabriel Garcia Marquez in ilk bakışta aşk romanı gibi görünmesine rağmen ölüm, yalnızlık, evlilik hayatı ve toplum ahlakını büyülü bir dil ile Yüzyıllık Yalnızlık tan sonra okuyucusuna anlattığı diğer önemli eseri..
Eser üç karakter etrafında şekilleniyor.
Florentino Ariza
Fermina Daza
Doktor Juvenal Urbino
Şüphesiz kitabın ön plana çıkan kahramanı yarım yüzyıl süren aşkına kavuşma hayallerini bir an olsun zihninden silmeyen Florentino Arıza.. Sabırlı ve umut dolu bekleyiş sırasında gelip geçen gelgeç* sayısız aşklar.. Bu bekleyiş sırasında yaşlılık ile yüzleşme ve
Ölüm**
Sonsuz umut ve sabırla beklediği kavuşma anına kendisinin ve - veya Fermina nın ölme ihtimallerinin Florentino da ruhunda yarattığı ızdıraplar..
Kitapta çocukluk yaşlarında başlayan ilk aşk; zorunlu bir ayrılık, bu arada yüzlerce mektup ve telgraf ile iletişimi bir an bile koparmadan geçen üç yıl, bu sürenin sonunda Fermina nın Florentino ya hissettiğini aşk yanılgısı olduğunu fark etmesi ve kesin ayrılık..
"Çirkin, yürek sızlatıcı, yarı gerçek yarı gölge, başkasının gölgesi gibi , "ama tepeden tırnağa aşk dolu
Florentino sabır dolu, umutlu bekleyişini hep sürdürür. Tam elli üç yıl, yedi ay, on bir gün .. Aşkını ona söylediği ilk andaki gibi canlı tutar her an..
Gurur, kibir, umut , sabır, bekliyiş ve ölüm ve yanlızlık .. insana ait duyguyları okuyucusuna yaşatıyor, hissettiriyor Marquez..
Fermina Daza ve Doktor Juvenal Urbino nin evliliği okuduğumuzda bu evliliğin aşk evliliği olmadığını,
denge evliliği olduğunu öğrendiğimizde Fermina ile aynı hayâl kırıklığı hissetmemeniz olası değil..
***"İyi bir evlilikte en önemli şeyin mutluluk değil, denge olduğunu hiç unutma."
***"İnsanın, onca yıl, onca hırgür, onca sıkıntı arasında nasıl böylesine mutlu olabildiği inanılmaz bir şey, Allah kahretsin, bütün bunların aşk olup olmadığını bile bilmeden."
Yine Fermina nın kocası Doktor Juvenal Urbino ölümünden sonra Fermina nın yaşadığı acıyı; yalnızlık duygusunu ve gidenin eşyalarının ona hatırlattığı, hissettirdiğini hissetmemeniz de olası değil..
*** "İnsanın sevdikleri tüm eşyalarıyla birlikte ölmeli."
***..kimin daha ölü olduğunu soruyordu kendi kendine üzüntüyle; ölenin mi, yoksa geride kalanın mı. ..
Bana göre bu kitapta aşk ve büyülü bekleyiş ve kavuşma anlarının anlatılması kadar hatta belki daha fazla ölüm ve ardında yaşanan boşluk, yas duygusunu hissettirme, yaşatma çok gerçekçidi.
Marquez kitapta aşk ile ilgili şöyle bir şey diyor.
***Belden yukarısı ruhun aşkı, belden aşağısı da bedenin..
syf 254
Florentino Ariza bu deyiste olduğu gibi ruhen sarsılmaz bağlılığı ve sonsuz aşkı ile Fermina ya aitse kendisi bir o kadar da..
İnsanın kalbi genelevden geniş ** deyişiyle de bir kalbe sayısız gelgeç aşk sığdırabiliyor.
Bu kitap ile ilgili tek bir sorunum oldu.. çok severek okudum ancak belirtmeden geçmek istemiyorum.
Kitabın sonlarında Florentino nün af edilmez günahı..
Tanrı affetse, ben affetmem gibilerden..
Fermina nın tam elli bir yıl, dokuz ay, dört gün içinde biriktirdiği, boğulmuş olan gözyaşları Florentino ile elele tutuştuklarında sanırım dindi.
**"Yüz yıl önce, ikimiz de çok genç olduğumuz için, şu zavallı adamla bana yaşamı haram ettiler; şimdi de çok yaşlı olduğumuz için aynı şeyi yapmak istiyorlar."
"Canları cehenneme," dedi. "Biz dulların bir üstünlüğümüz varsa, o da şu: Bize artık kimse buyruk veremez."
Güzel kitaptı.
Çok severek okudum.
Marquez severler muhakkak okumalı..
***Acıbadem kokusu ona mutsuz aşkların yazgısını anımsatırdı hep.
İyi okumalar dilerim.