Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

420 syf.
·
Puan vermedi
Jung ilgimi çeken bir insan olduğundan hayat hikayesini ve ister bilimsel ister mistik çıkarımlarına nasıl ulaştığı meselesini merak ediyordum. Bu kitap öne sürdüğü kolektif bilinçdışını, Tanrı kavramını, arketiplere, imgelere ve düşlere dair düşüncelerini kavramamda oldukça yardımcı oldu. Bu alanda çalışan birinin kendi iç dünyasını da bu kadar ayrıntılı irdeliyor olması da çok ilgi çekiciydi. Otobiyografisinde kronolojik bir sırayla ailesi ve aile bireylerinin kişilik yapısı, çocukluğu, eğitim hayatı, meslek seçimi, Freud'la tanışması ve fikir ayrılıklarıyla beraber kendi çalışmalarına yönelmesi, evi, hastalarına yaklaşımı, yaptığı geziler gibi başlıklar altında yaşadığı olayların hem kişiliği hem çalışmaları üzerindeki etkisini bize aktarıyor. Tanrı ve Faust'la ilgili düşüncelerini zevkle okudum. Özellikle Faust'u okuduğunda "Sonunda şeytanı ciddiye alan birini buldum." yorumu gülümsetiyor. Tanrı ve paranormal olaylarla ilgili Freud'la ayrı düşmesini çok daha iyi anladım. Rasyonel biri olarak Freud bir inanç sistemine ihtiyaç duymuyor ama Jung'a göre bir dogmaya duyduğu ihtiyaç onu 'cinsellik' fikrine saplantılı hale getiriyor. Jung, Freud'un keşiflerini çok değerli buluyor, sadece insanı saldırganlık ve cinsellikle açıklayacak mekaniklikte görmüyor. Freud'un bakış açısının sebeplerini anlayabildiğim gibi Jung'un sezgi, kolektif bilinçdışı, arketipler gibi kavramlara yönelmesini de onun kişiliğini böyle gözler önüne serdiği bir kitaptan sonra daha iyi anlıyorum. İkisi de çok şey borçlu olduğumuz iki insan. Psikiyatrik çalışmalar bölümünde "Ruhsal hastalığı olan birinin içinde gerçekte neler oluyor?" sorusunun çalışmalarına yön vermesini, her hastayı kendine özgü hikayesi ve şartları altında ele almasını ve psikozların onu nasıl mitoloji öğrenmeye yönelttiğini okuyoruz. Son olarak en etkilendiğim bölümlerin Jung'un modern dünyanın açmazlarına dikkat çektiği bölümler olduğunu söyleyebilirim. Bu açıdan şunları örnek verebilirim: "Bilimin en parlak buluşlarının bize getireceği ürkünç tehlikeleri bir yana bıraksak bile daha iyi bir şeyin, her zaman çok kötü bir bedeli olduğunun bilincinde değiliz. Örneğin, daha çok özgürlük sağlama umudu, devlete köle gibi daha çok bağlanmayı getirir; bu da, umudun yok olması demektir." Bugün geldiğimiz noktada kim Jung'un haksız olduğunu söyleyebilir? " Birey, bilincine varabilirse dünyanın yarısının ruhtan oluştuğunu anlar. Bu nedenle, ruh bireysel bir sorun değil bir dünya sorunsalıdır ve bir psikiyatrist tüm dünyayla uğraşmak zorundadır. Günümüzde, bizi tehdit eden tehlikenin doğadan gelmediğini, insan ve kitle ruhundan kaynaklandığını apaçık görüyoruz. Tehlike insanın ruhundan kopmuş olmasında. Her şey ruhumuzun doğru dürüst işlevini yerine getirip getirmemesine bağlı. Bugünlerde birileri kendilerini tutmazsa bir hidrojen bombasının patlaması işten bile değil? " Dünya gündemini meşgul eden haberleri hatırladığımızda şu tespitin de ne kadar acı olduğunu görüyoruz. Ölümden sonra yaşam üzerine bölümü en heyecanlı bölümdü benim açımdan. İlgi duyan herkese bu eseri tavsiye ederim.
Anılar, Düşler, Düşünceler
Anılar, Düşler, DüşüncelerCarl Gustav Jung · Can Yayınları · 2021927 okunma
·
421 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.