Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

472 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
siyah mı çakıltaşları?
ASİ ÇAKILTAŞI I. PERDE Genellikle yorumuma başlamadan önce ufak bir şekilde konusuna değinip daha sonrasında yorumuma geçerim ama bu kitabın arka kapak yazısının genel konunun kavranması açısından çok yeterli olduğunu düşünüyorum, bu yüzden eğer konu hakkında bilgi edinmek istiyorsanız arka kapağa göz atabilirsiniz. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum ki ilk defa "Binnur Şafak Nigiz"in bir eserini okudum. Yazar hakkında, gerek "booktok" gerekse "bookstagram" olarak adlandırdığımız sosyal mecralarda çokça şey duydum. "Binnur okurları" genel olarak ikiye ayrılıyor; nefret edenler ve gerçekten sevenler, sebebini şuan o kadar iyi anlıyorum ki. Bence bu tamamen yazarın kaleminden kaynaklanıyor. "Binnur" dili gerçekten "ağdalı" diyebileceğimiz yazarlardan. Kitapta birçok paragraf betimleme ve benzetmelerden geçilmiyor, bu durum da haliyle okurları betimleme sevenler ve sevmeyenler olarak ikiye bölünce böyle bir sonuç ortaya çıkıyor. Ben bu okurlar arasında "betimleme okumayı sevenler hatta okumaya bayılanlar" kategorisine girdiğim için yazarın kalemini gerçekten çok beğendim ama şunu da söylemem gerekiyor göze batacak cinsten tekrarlar vardı. İlk sayfalarda olan "kademsiz gözler" benzetmesini ve daha nicelerini onlarca kez okudum, bu durum benim çokta takıldığım bir şey değil ama yine de belirtmem gerektiğini düşünüyorum. Diğer bir sorun diyebileceğim kısım ise gerçekten bir çok wattpad klişesini içerisinde barındırıyor; asansörde kalmalar, fermuar indirmeler, haddini aşan tesadüfler.. Kitapta çok sevdiğim bir durum var; olaylar "Fethiye"de geçiyor, yazarlar genel olarak akla ilk gelen büyük şehirlerde yazar bütün karakterlerini, olaylarını. Fethiye'nin hiç dinmeyen yağmurunu ve farklı farklı mekanlarını okumak benim için çok zevkliydi. Keza karakterler de çok iyi bir temele oturtulmuştu, her ne kadar ilk sayfalarda "erkek karakter tam olarak ne yaşıyor?" desem de daha sonralarda her şer rayına oturdu. Kelebek üzerinden yapılan metaforlar bana göre aralarındaki durumu özetlemek için yapılabilecek en güzel şeylerdendi. Beni kitapta önceki paragraflarda bahsettiğim şeylerden çok daha fazla rahatsız eden durum kesinlikle "anonim billur" ile olan yazışmalardı. Neden böyle bir şey yazıldığını ya da yapılmak istendiğini asla anlamadım, kitabın çok güzel olduğuna inandığım o edebi cümle dolu sayfaları hiçe sayarak çöpe attı. Ve çizimler.. Üzgünüm ama gerçekten birkaç çizim dışında hepsi çok kötü, romanların içerisine yapılan bu tarz çizimlerin kitabı basitleştirmekten başka bir işe yaradığını düşünmüyorum. Yoruma genel olarak baktığımda sanki hep olumsuz şeyler söylemişim gibi geliyor farkındayım ama bu yaptığım aslında 470 sayfalık bir romanın göze batan ufak tefek kusurları, kitabı irdeleyince bulabileceğiniz kusurlar yani; bu yüzden yanlış anlaşılmak istemem. Seriye giriş kitabı için gayet idealdi ben keyif olarak okudum, fazla uzatılmadan yerli yerinde bitirilmiş bir girişti bana göre. Şuan söylemek istesem de spoiler olabileceğini düşündüğüm yerleri ne yazık ki yazamıyorum, çünkü serinin devam kitaplarında çok yüksek ihtimalle yorumlarım spoiler içerecek bu yüzden ilk kitapta olabildiğince az bilgi vermeye çalıştım. Son olarak "Binnur Şafak Nigiz"in kaliteli ve okumak için şans vermeniz gereken bir kalemi olduğuna inanıyorum. Kitaplarla kalın.. ------------------------------------------------ "Kelebeği öldürürse yağmur... Sence yağar mı bir daha? Yağmurun her düşüşü bir ölüm zaten. Yalnızca öldüğü yerden baştan doğar her defasında. Ama... Söz konusu kanatlarını ıslattığı ve öldürdüğü kelebek olursa... Yağmur bir daha baştan doğmayı göze alamaz. Son kez bırakır kendini gökyüzünden aşağıya ve kaybolur gider sokağın paslı ızgaralarında."
Asi Çakıltaşı - 1. Perde
Asi Çakıltaşı - 1. PerdeBinnur Nigiz · Dokuz Yayınları · 2022792 okunma
·
547 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.