Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Korona Günlükleri - 5
Özgürleşmek ya da Özgür Leş Olmak "Varlığı bilmek isteyen tarafından bilinebilen ama görülemeyen akıl", "eldiveni kullanan el - maskeyi takan yüz" ya da "kuklaları oynatan kuklacı" dediğimiz, gezegene yön veren "irade", insanlığa iki seçenek sunuyor: Ya onurumuzla yaşayıp isyanı, sorgulamayı, kısmî özgürlüğü, muhalefeti, karşı gelmeyi, "anti" olmayı, dayatılanları - tabuları - duvarları - sınırları - algıları - kuralları yıkmayı, köleliği reddetmeyi öğreneceğiz ya da korkuya kapılıp güvenliğimizden vazgeçerek itaati - bid'atı - boyun eğmeyi, sorgusuz kabullenmeyi, zapt edilmiş özgürlüğü, yandaşlığı, taraftar olmayı, dayatılanları - tabuları - duvarları - sınırları - algıları - kuralları benimsemeyi, gönüllü köleliği kabul edeceğiz. "Güç kazanmış insan iradesi" artık savaşlarda, hastalıklarda, kitle isyanlarında, adalet arayışlarında, barış görüşmelerinde, kuruluşlarda - organizasyonlarda, etnik bölünmelerde, film - dizi - belgesel gibi yapımlarda, sporda, sanatta, siyasette, bilimde, teknolojide yani kısaca iyi ve kötü tüm gelişmelerde, hayatımızın her alanında "alt irade" şekliyle yer almış durumda. Maalesef buna neden olan yine insanlığın kendisi. Tek ve en büyük savaş olması gereken "cahillik"le savaşmak yerine (Yurtta Sulh, Cihanda Sulh'un önemi) sırf kendi dininden olmadı, kendisi gibi düşünmedi, kendi ülkesine - sınırına dahil olmadı, kendi takımını tutmadı, kendi tarafında yer almadı, kendi cinsinden olmadı diye savaş açan; var olduğundan beri birbirini öldürüp türlü işkenceler yapan, yakan yıkan, yok eden, boyun eğdiren, korku salan, tehdit savuran, şiddeti hobi haline getiren ve bütün bunları eleştirenleri hain, kafir, düşman ilan ederek tüm neden olduklarından büyük keyif alan "insanlık", bugüne gelmemize, bugünleri yaşamamıza, böyle yaşamamıza neden oldu. Bunu gören "alt irade" seçeneklerini sunuyor (Matrix'te Neo'ya sunulan kırmızı ve mavi hap gibi) ve bize Necip Fazıl'ın dediği gibi "hayat süren leşler" olmak ya da "özgür olmak" arasında seçim yapmamızı (aslında "zor(ba)" yoldan özgürlüğü görüp seçmemizi - mağaradan dışarı çıkmamızı - kabuğumuzu kırmamızı) istiyor. Ama insanlık "bilinçlenmek" yerine önüne gelen her şeyi ama her şeyi kabul ederek Ahfeş'in keçisi gibi başını sallıyor, üç maymunu oynamaya devam ediyor. (Korkarak yaşamak yavaş yavaş öldürür.) Acı olan şey, kurunun yanında yaşın yanmak "zorunda" olması. "Alt irade" bunun farkında olsa da zaman kaybına neden olmamak için şimdilik gidişatı akışına bırakmış durumda. "Var ol"arak "zamanın ve mekanın esiri" haline getirildiğimiz şu dünyada daha fazla "prangalara vurul"mayalım. Dünyada yaşayacağımız tek hayat var ve bu hayat için, başkasına zarar vermemek şartıyla, emirler - kurallar - yasaklardan dolayı kendimizi sınırlamayalım.
·
112 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.