Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Sahabeler Rasûlullah'ın sünnetlerini Kur'ân'ı topladıkları gibi bir mushafta toplamadılar. Çünkü sünnetler yayılmış, sahih olmayanlar sahih olanlar arasında gizlenmişti. Hadis ehli bunların naklinde ezberlerine güvendiler. Kur'ân hususunda ise böyle yapmadılar. Sünnetlerin lafızları, ilave ve çıkarmalardan -Allah'ın, Kur'ân-ı Kerim'i, insanları bir örneğini getirmekten aciz kıldığı muhteşem nazmıyla koruduğu gibi- korumuş değildir. Dolayısıyla onlar Kur'ân'da toplananlar hususunda icmâ ettiler fakar sünnetlerin harfleri ve nazm-ı kelâmının nass/metin olarak nakledilmesinde ise ihtilafta idiler. Bu yüzden hakkında ihtilaf ettiklerini tedvin etmeleri doğru olmazdı. Eğer Kur'ân'da yaptıkları gibi sünnetlerin de muhkem ve düzenli bir şekilde toplanmasını isteselerdi bu sünnetlerin toplanması hususunda ihmalkârlık yapmazlardı. Fakat onlar, hakkında ihtilaf olmayan hadisleri tedvin etmeleri halinde, bu kitaptakilerin asıl kabul edilip kitabın dışında kalanların yalanlanmasından korktular. Bu yüzden ümmetin hadis talebindeki yolunu genişlettiler. Onların her biri hadislerin toplanmasında gayret ve himmeti kadar çalıştı ve sünnetler kayıt altına alınmış oldu. Bu sünnetlerin/hadislerin bazılarında, Rasûlullah'tan sadır olan lafızların birebir nakline isabet ettiler ki bunlar illetlerden salim olanlardır. Kimilerinin ise mânâları korundu, lafızları ise unutuldu. Bazılarında ise lafızların nakli konusunda rivayetler farklılaştığı gibi râvîler de güvenilirlik ve adalet hususunda farklı derecelerde idiler. İşte bunlar illetlerin (hadisin sıhhatini zedeleyen kusurlar) girdiği sünnetlerdir ki, konu hakkında ilim sahibi olanlar sahih usullere ve güvenilir temellere dayanarak sahih olmayanları sahih olanlardan ayırt ettiler.
·
131 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.