Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

352 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Arzularının Esiri Olan Bir Kadının Başından Geçenler
Herkesin yaptığı, ama konuşulması ayıp olan bazı şeyler vardır hayatta. Tuvalete gittiğinizi söylersiniz, ancak “sıçmaya gidiyorum” demezsiniz; aynı şekilde “işemeye gidiyorum” da demezsiniz. Ayıp karşılanır, terbiyesiz olduğunuz düşünülür. Oysa hiç de ayıp değildir başka bir pencereden bakarsak. Çünkü yapacağınız işi söylüyorsunuz. Bu eylemlere bir isim verilmiş. Nasıl ki her eylemin bir ismi var, bu eylemlerin de isimleri var doğal olarak. Ne var ki bu eylemler gizli tutulur, söylenmez. Oysa herkes tuvalette ne yapıldığını çok iyi bilir. Bunun gibi herkesin çok iyi bildiği, ancak kimsenin konuşmadığı bir konu daha vardır. Sasha Grey dersem kuvvetle muhtemeldir ki aklınıza o konu gelecektir. Tabii ki “seks”ten bahsediyorum. İnsanoğlunun üremek, soyunu devam ettirmek için için yapmak zorunda olduğu, ancak kimilerinin de zevk ve para için yaptığı bir eylem. Özellikle dinin toplumun damarlarına kadar girdiği ülkelerde “tabu” olarak nitelenen ve bundan dolayı konuşulması toplumun aşırı tepki vermesine yol açtığı doğal, fiziksel ve ruhsal bir aktivite. Türkiye’de bırakın alelade konuşulmasını evli çiftlerin bile bahsettikleri anda cezalandırılacaklarmış gibi davrandıkları, konuşmaktan kaçındıkları mayınlı bir alan. Oysa kaçınmak, görmezden gelmek hiçbir meseleyi çözmediği gibi seks meselesi de konuşulmadıkça, ondan şeytan görmüş gibi kaçıldıkça dağ gibi büyür ve boşanmaya kadar gider. Elbette boşanmanın birçok sebebi vardır, bu sebeplerin de alt sebepleri vardır illaki, gelgelelim çiftlerin seks konusundaki uyuşmazlıkları, uzlaşmazlıkları da boşanmanın önemli sebeplerinden biridir kanaatimce. Evli erkeklerin birçoğunun niye dışarıda gözü var ve evli kadınlar niye mutsuz? Temel sebeplerden biri tatmin etmeyen seks değil midir? İnsanoğlunun yaparken en çok mutlu olduğu şeyde bir bozukluk varsa ortada bir mesele var demektir. Siz istediğiniz kadar inkâr edin, gerçek yine değişmeyecektir. Sasha Grey’in “Juliette Cemiyeti” isimli romanı bana bunları düşündürttü. Ancak Türk toplumunda tabu olan mesele romanda dibine kadar ve fütursuzca işleniyor. Marques de Sade’ın “Yatak Odasındaki Felsefe” kitabındaki gibi duvarlar yıkılıyor ve sınırlar sonuna dek zorlanıyor. Hatta “hiçbir sınır, aşılacak hiçbir engel bırakılmıyor” sözünün ufacık bir abartı duygusu dahi barındırmadığına emin olabilirsiniz. Sasha Grey ünlü bir porno yıldızı. Ancak bu tarz filmlerde oynamayı yıllar önce bıraktı. Yalnız bırakana kadar da yüzlerce filmde oynadı. Nane yiye yiye iyi para kazandı, adını da duyurdu böylelikle. (Reklamın iyisi kötüsü olmaz derler ya, porno sektöründe çalışmasaydı belki de adını kimse duymayacaktı. Tabii başka yollardan da meşhur olabilirdi, ancak kendisi hiç emek harcamadan para kazanılan bu basit yolu tercih etti.) Ardından seks içerikli olmayan filmlerde oynadı, DJ’lik yaptı, kitap dahi yazdı. İşte, “Juliette Cemiyeti” (Pegasus Yayınları, ilk baskı, Mart 2014) böyle bir yazarın kaleminden çıktı. Yazılmayanları, konuşulmayanları yazmış desem inanır mısınız? Okuyunca siz de anlayacaksınız ne demek istediğimi. Bir pornoda gördüklerinizi aynen kâğıda dökmüş yazar. Ancak ana tema cinsellik olsa da sürekli bir porno izliyormuş gibi yazmamış. Bir olay örgüsüne bağlı kalarak hem sürükleyici, merak uyandırıcı hem de baştan çıkarıcı bir kurgu yaratmış. Tek amacı okuru azdırıp boşaltmak olsaydı asla övmezdim bu kitabı, ancak gerilim romanları gibi merak ögesini hep diri tuttuğundan övgüye değer buluyorum. 350 sayfalık romanda çok fazla karakter yok, bu da daha kolay okunmasını sağlıyor. Romanı İngilizceden çeviren Müge Hestbaek’i de yazmadan geçmeyeyim. Eline aldığı işi çok güzel kotarmış. Türkçenin olanaklarını sonuna kadar kullanarak nefis bir dil ziyafeti sergilemiş. Romanın ana karakteri, Catherine. Sinema bölümü öğrencisi. Jack adında bir erkek arkadaşı var. Onunla sevişmeye doymuyor, ancak hayalleri o kadar geniş ki başka erkeklerin tadına bakmak için de can atıyor. Aslında Jack onu tatmin ediyor etmesine, ama o, hayallerine ket vuramıyor. Çünkü seks makinesine dönüşmek istiyormuş gibi arzularını coşturmakta bir sakınca görmüyor. Ahlakı reddediyor, terbiyeli ve namuslu bir kız olmaya çalışmıyor. Hayvani içgüdülerine göre hareket etmekten çekinmiyor. Gelgelelim Jack’e sırılsıklam âşık olduğundan onu asla bırakmak istemiyor. Onu kendisine ruh iki olarak görüyor. Ancak bedeni ve ruhu o kadar şehvetli hayallerle dolu ki başka erkeklerle yatmanın, başka bedenlerin üzerinde dans etmenin, başka azgın boğalarla bir olmanın zevkine de varmak istiyor. Vücudundaki bütün deliklerin kapanmasında mahzur görmeyecek kadar cinsel doygunluğa ulaşıyor. Bundan dolayı tek bir erkekle sevişmenin dışına çıkıp toplu seksin tadına da bakıyor. Gelgelelim romanın kurgusu içinde toplu seks teması çok fazla yer işgal etmiyor. Aslında başka erkeklerle seks yapmak Catherine için yalnızca bir heves. Çünkü Jack’i canından çok seviyor ve onu asla bırakmak niyetinde değil. Ayrıca Jack’ten başka erkeklerle yattığı için kendini de sorguluyor zaman zaman. Ancak seksin kölesi olduğundan arzularına boyun eğiyor. Hatta seks düşkünlüğüne gem vuramadığından dolayı ne idüğü belirsiz, tipi bozuk, karaktersiz insanlarla iletişim kurmak zorunda kalıyor. Neyse ki başını büyük bir belaya sokmadan önce onlardan kurtuluyor ve dümeni “güven, aile, mutluluk ve aşk” yoluna doğru kırıyor. Çünkü çıkmaz bir sokağa girdiğini idrak edince veya gittiği yolun doğru yol olmadığı kafasına dank edince Jack ile huzurlu bir birlikteliğin hayatında ne kadar vazgeçilmez bir yer kapladığının bilincine varıyor. İki kitap daha kaleme almış Sasha Grey. Pegasus, belki yayın haklarını satın alıp onları da Türkçeye çevirir. Neden olmasın? İyi okumalar, kitaplı günler dilerim. Kitaplarla kalın efendim.
Juliette Cemiyeti
Juliette CemiyetiSasha Grey · Pegasus Yayınları · 2014129 okunma
·
616 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.