Selamlarr ️ bugün kısacık, 60 sayfalık, çıtır çerezlik, hayatından içinden, samimi bir öykü kitabıyla geldim ️
Kitabımız 10 adet birbirinden farklı hayatı anlatıyordu. Anadolu’dan, toplumsal sorunlarımızdan, kadına şiddetten, cahillikten, sevgiden, aşktan bahsediyordu. Bir oradaydım bir burada. Hikayelerin hiçbirinde beğenmediğim bir tane bile yok. Hepsini merakla ve zevkle okudum. “Bunun sonu acaba nereye bağlanacak,” diye merak ettim, her öyküde. Kimi beni yaraladı, kimi güldürdü, kimi yumuşacık etti, kimi de alkışlattı. Kısacası bana çok iyi geldi ️ şu kitabı başucunuza koyup çayınızı elinize aldıktan sonra bir çırpıda bitirebilir, farklı hayatlara dokunabilirsiniz. Kesinlikle tavsiyemdir ️
“İnsan hayallerine müdahale etmeyi sevmiyor fakat dış müdahaleler her zaman bir şekilde olaya dahil oluyor. Ne çok seviyoruz insanların hayallerine burnumuzu sokmayı.”
“Bugün canım yazacaklarımı kırmızı kalemle yazmak istedi. Bir şeylere dikkat çekmek değil amacım. Bir şeyleri yerden yere vurmak, göğün üstünü altına getirmek, çığlık atmak kargalara, denizlere tükürmek, vurmak rüzgâra… Hiçbirini yapamazsın Asım, demeyin, biliyorum yapamayacağımı, yine de kırmızıyla yazacağım inat değil mi? Hem bu bir direniş. Yokluğa, diktatöre, alçağa, riyakâra, arsıza, huysuza, gökteki yıldızlara bir baş kaldırış bu!”
“Acıyı, hüznü, eksikliği, sevgisizliği, gözyaşlarımızı, öfkemizi hep biriktirmedik mi? Bir türlü kesip açamadık o teneke kumbaranın ağzını. Saçamadık etrafa kinimizi, yürüyemedik üstüne üstüne hainin, kıramadık kalbini, bükemedik bileğini… İnsanlık bizde kalsın, nasılsa Allah verir belasını, dedik. İnsanız neticede, büyük bir felaket bu, diyemedik. Kırmızı bir isyandır bu, öyle bilinsin.”