1992 senesinin ilk günleridir ve Dürdane 4 aydır hapistedir. Kocası Mehmet tarafından zina suçu ile iftira atılıp hapse atılmış ve bu süre boyunca hiç çocuklarını görmediği gibi, tek ailesi olan abisinden de Mehmet’in çocukları alıp gittiğini öğrenmiştir. Hapishanedeki bulduğu bir iplikle iğne oyası yapar. Arkadaşlarının beğenmesi ve satın alıp destek vermesi ile de para kazanmaya başlar. Çıkınca olanları öğrenmek zorundadır. Diğer yandan Mehmet ise; solcu bir ailede büyümüş, anne ve babasını çok küçük yaşta kaybetmiş biridir. Annesiz ve babasız geçen yurt hayatında da, dönemin sol-sağ olaylarına karışmadan duramamıştır. Olaylar içinden çıkılmaz bir hal alınca da köyüne Beypazarı’na dönmüş, burada da Dürdane ile tanışıp, köylülerin yardımıyla severek evlenmişlerdir. Peki Mehmet karısını bu kadar severken neden iftira atmıştır?
Bir bölümde Dürdane'nin yaşadıklarını okurken, diğer bölümde Mehmet'in hatıra adına yazdığı günlüğünden bölümler okuyoruz. 12 eylül öncesinde ve sonrasında yaşanan olayları, karakterler üzerinden cok güzel yansıtmış yazar satılara. Ve öyle şaşırtıcı bir son bizi bekliyor ki.. Dürdane ile üzülüp, onunla şaşıracaksınız. Akıcı, sürükleyici, her satırı içten ve hüzün dolu bir roman. Dönemin siyasi olaylarını görmek açısından, iki karakter üzerinden ülkemizin karanlık bir dönemine ışık tutan bir eser. Şiddetle tavsiye ederim.
#İğneOyası
^
^
#alıntı
Erkek egemen bir toplumda, onların kuralları ve kanunlarıyla, onların bakış açılarıyla, onların hakimiyeti ve tarzıyla yaşıyoruz. Kocan erkeklerin korkularına seslenmiş, karım beni aldatıyor demiş, onlarda ona inanmışlar, ön yargıları ve korkularıyla.. Ne zaman her mevkide ve yetkide kadınlarda toplumdaki oranlarıyla temsil edilir, o zaman erkeklerin dünyası olmaktan çıkar bu dünya..
^
Cehalet kaybolmadan adalet olmaz haksızlıklar da bitmez.
^
^
@serramenekay @galeatiyayincilik #12eylül #bloghemsire #dönemromanı #tarihi #tavsiyekitap