Hoş Sadâ
Hoş Sada - 3
Derdimiz cânâne söylenmiş devâ söylenmemiş
Mâcerâ söylenmiş amma müddeâ söylenmemiş
Cafer Tayyar Paşa
Derdimiz sevgiliye duyurulmuş ama çaresi dile getirilmemiş; macera (ayrılık acısı) dillere destan olmuş ama iddia edilen husus (vuslat) ortada yok!...
S.155
Bezm o bezm, ahbâb o ahbâb, işret ol işret değil Mey o mey, sâkî o sâkî, hâlet ol hâlet değil
Pertev
(Ne günlere kaldık!) Meclis o meclis, dostlar aynı dostlar ama işret o işret değil...
İçki aynı içki, saki aynı saki ama haller o haller değil.
Yeni ahbâb içün geçme efendi eski dostundan Bahar eyyâmına aldanma ki nevruzu bir gündür
Kıbrıslı Hilmî
Efendi! Yeni ahbab için eski dostundan (vaz)geçme. Bahar günlerine aldanma ki nevruzu yalnızca bir gündür.
S.156
Nush ile yola gelmeyeni etmeli tekdir
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir
Ziya Paşa
Nasihat ile yola gelmeyeni azarlamak lazımdır. Azarlamayla da aklını başına devşirmeyenin hakkı kötektir.
S.158
İkbâl için ahbâbı siâyet yeni çıktı,
Bilmez idik evvel bu dirâyet yeni çıktı.
Yükselmek, iyi bir makama gelmek için dostlarını çekiştirmek yeni çıktı,
Önceleri bilmezdik, bu beceri yeni çıktı.
Sirkat çoğalıp lâfz-ı sadâkat modalandı,
Nâmus tamam oldu hamiyyet yeni çıktı.
Hırsızlık çoğalıp sadakat sözü moda haline geldi,
Namusu bitirdik, hamiyet yeni çıktı.
Düşmanlara ahbâbını zemm oldu zerafet,
Dildardan ağyâra şikâyet yeni çıktı.
Düşmanlara dostları yermek bir incelik oldu,
Gönül dostlarından yabancılara şikayet yeni çıktı.
Sâdıkları tahkîr ile red kaide oldu,
Hırsızlara ikram ü inayet yeni çıktı
Sâdık olanları aşağılama ve reddetme kural haline geldi,
Hırsızlara ikram ve yardım etmek yeni çıktı.
Hak söyleyen evvel dahi menfûr idi gerçi,
Hainlere amma ki riayet yeni çıktı.
Gerçi doğruyu söyleyenler daha önce de nefretle karşılanıyordu,
Lakin hainlere tâbi olmak yeni çıktı.
Evrak ile ilân olunur cümle nizâmât,
Elfâz ile terfîh-i ra'iyyet yeni çıktı.
Bütün düzenlemeler yazılı sayfalarla [belgelerle] ilan olunur,
Söz ile maiyetindekilerin terfi ettirilmesi yeni çıktı.
Âciz olanın ketm olunur hakk-ı sarîhi,
Mahmîleri her yerde himâyet yeni çıktı.
Güçsüz olanın en temel hakkı saklanır,
[Ancak] Himaye görenleri her yerde korumak yeni çıktı.
İsnâd-ı ta'assub olunur merd-i gayûra,
Dinsizlere tevcîh-i reviyyet yeni çıktı.
Gayretli kişiler taassubla suçlanır [ken],
Dinsizlerin düşüncelerine paye vermek yeni çıktı.
İslam imiş devlete pâ-bend-i terakki,
Evvel yoğ idi işbu rivâyet yeni çıktı.
Devletin yükselmesine ayak bağı olan İslamiyet imiş,
Önceden yoktu, bu söylenti yeni çıktı.
Milliyyeti nisyan ederek her işimizde,
Efkâr-ı Firenge tebaiyyet yeni çıktı.
Millî benliğimizi unutarak, her işimizde,
Batılıların fikirlerine tabi olmak [uymak] yeni çıktı.
Eyvah bu bâzîçede bizler yine yandık,
Zîra ki ziyan ortada bilmem ne kazandık.
Eyvah bu oyunda bizler yine yandık,
Çünkü kayıp ortada, bilmem biz ne kazandık.
S.159
Âyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz
Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde
Ziya Paşa
Kişinin aynası (başardığı) işidir, yoksa kuru laf değil. İnsanların ne derece akıllı oldukları, yaptıkları işte kendini belli eder.
S.162
Sana senden gelir bir işde ancak dâd lâzımsa Ümidin kes zaferden gayriden imdâd lâzımsa Namık Kemal
Herhangi bir işte desteğe (veya adalete) ihtiyacın olursa onu ancak yine kendin başarırsın. Eğer başkalarından yardım bekleyerek zafer kazanmayı düşünüyorsan, zaferden umudunu kes gitsin!...
S.163
Derûnî âşinâ ol taşradan bîgâne sansınlar Bu bir zîbâ revişdir âkil ol dîvâne sansınlar
Şinasî
İçinden aşina ol, sev; bırak dışarıdan yabancı ve sevmez zannetsinler. Bu öyle güzel bir gidişattır ki sen akıllıca davranırsın da başkaları seni divane zanneder.
S.164
Hükmeden gönlüme canan oldur
Mühr kimdeyse Süleyman oldur
Şinasî
Gönlüme hükmeden sevgili odur. Mühür kimdeyse Süleyman odur.
S.166
Molla
Göz yum cihâna aç gözünü dem gelir geçer
Sen göz yumup açınca bu âlem gelir geçer Abdülhak
Gözünü aç, dünyaya göz yum ki dünya gelir geçer... Yoksa sen göz yumup açıncaya kadar âlemin geçip gittiğini görüverirsin.
Marifet iltifata tâbîdir
Müşterisiz metâ zâyîdir
Muallim Nacî
Marifet (sanat, hüner), belli bir karşılık görmeye muhtaçtır. Değilse müşterisiz her mal kaybedilmiş mal sayılır.
S.168
Ne sâl iledir, ne mâl iledir
Beyim ululuk kemâl iledir
Esad Muhlis Paşa
Efendi! Ne yaş ile, ne de zenginlik ile... Ululuk ancak kemâl iledir.
S.172
Bin yıl yaşasak yine cihân bu
Gerdiş bu, zemin bu, asuman bu
Sultan Reşad
Bin yıl yaşasak, dünya yine aynı dünya; dönüşü aynı, yeri aynı, göğü aynı...
S.176
119 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.