Trajik Başarı : Türk Dil Reformu
“Şol gökleri kaldıranın
Donatarak dolduranın
“Ol!” deyince olduranın
Doksan dokuz adı ile.”
Değerlendirmeme başlamadan önce kitabı okumama vesile olan hocam Fatih Numan KÜÇÜKBALLI’ya ve kitabı temin etme konusunda yardımcı olan 
OĞUZHAN SAYGILI 'ya teşekkür ve minnetle…
Öncelikle kitabın muhtevasından bahsetmek istiyorum. Eser on iki alt başlıktan oluşuyor. Geoffrey Lewwis, bu on iki başlıkta (Osmanlı Türkçesi, Yeni Alfabe, 1936'ya Kadar Atatürk ve Dil Reformu, Güneş – Dil Teorisi ve Sonrası, Atay- Ataç-Sayılı, Karışımın Unsurları, Karşımlar, Teknik Terimler, Yeni Boyundurluk, Yeni Türkçe, Dil Kurumuna Ne Oldu?) dilimizin geçmişten günümüze süregelen sorunlarına kısa kısa değiniyor.
Yazarın benim için dikkat çeken yönü iyi bir dil bilimci olması ancak asıl önemli yeri ise Türk olmaması, anlatmış olduğu mevzularda ise konulara karşı objektif bir tutum sergilemesidir. Eserde isminden de anlaşılacağı üzere dil reformu sırasında yapılan uygulamaları, özellikle de aşırı tasfiyeci yaklaşımları dil mühendisliği biçiminde anlatıyor.
Dil tartışmalarının cumhuriyetin çok öncesinde (Osmanlı Dönemi) başladığını ve çözülmesi gereken en önemli sorunlardan biri olduğun belirten Lewis, Atatürk’ün de dildeki aşırı özleşmeci tutumun bir krize neden olduğunu düşünerek reformdan bir şekilde döndüğünü vurguluyor.
Kendi kişisel yorumuma gelecek olursak daha önce dil bilim kitabı okumamıştım. İlk olması hasebiyle biraz yorucu yer yer de sıkıcı geldi. Ancak bitirdikten sonra ise ne okuduğumun şuurunda olarak kapattım kitabı. Yabancı bir yazar olması beni çok düşündürmüştü. Lakin okumuş olduğum bölümde de hep gördüğüm durum aynı. Türkleri Türk olmayanlar daha çok araştırıyor, daha fazla inceliyor ve elbette bu durum da ziyadesiyle bizleri üzüyor.
·
162 görüntüleme
Üniversiteye başladığım sene okumuştum, yine okumayı düşünüyorum. Bir seferde okunup rafa kaldırılacak bir eser değil.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.