Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

440 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Mutlu Sabahlar! Konu itibariyle çok önemli bir kitaptır. Evvel ki incelememden birkaç satırla bunu hatırlatarak başlayacağım: Ahmet Davutoğlu’nun araştırma eserleri oldukça bilgilendirici ve faydalı buluyorum. Yorumu hepimize göre değişir lakin bizim siyasetçilerimizin yazdıklarıyla söylediklerinin birbirini tutmadığını biliriz. Çok az kısmı müstesna. Yani yazar olarak doğrularını yazdığını söylediğimiz insanların çoğunun eylem olarak söylediklerinden tutarsız kaldığını düşünebiliriz. Ahmet Davutoğlu da herkese göre yorum ve fikri değişebilecek insanlardan. Lakin araştırmalarının değerli olduğunu söyleyebiliriz. Dış Politika ise her milletin ayrı bir önem verdiği konudur. Çünkü bir devletin ulusal çıkarlarını biçimlendirmesi, bu biçime ulaşma çabası, diğer devletlerle olan diplomatik, siyasal, ekonomik ve hukuk ilişkileri bütününe Dış Politika diyebiliriz. Böyle bir tanımlamadan yola çıktığımızda da net olmalı ama uçuk olmamalıyız. Mesela? Mesela İsrail’in Kudüs’ü işgaline sessiz kalmamalıyız. Çünkü orada yalnızca bizim için değil bütün dinler ve kutsal dinlere inananlar için önemli bir değer vardır. Biz bu değer için orayı savunmalıyız. Bu savunmayı yaparken sadece oradaki insanları gösterip, onlar için ağlayıp sonra sessiz kalırsak insanlar buna güler ve başka gözlerle bakar ve bizi yansıtanlara, dolayısıyla da bizlere inanmazlar ve gülerler. Açıkçası bunun olmasını istemeyiz. Mesela biz Ayasofya’yı ibadete açtık değil mi? Çok güzel dedik, sevindik ama kıymetini asla bilemedik. Ayasofya çok büyük ve önemli bir kutsal. Böyle bir kutsala sahip çıkmamız gerekirken kusura bakmayın ama beyinsiz, geri zekalı seviyesi bile kendileri için lüks sayılacak biri geldi, güzelim kutsalı kırdı yıktı içine ayakkabı soktu. Kapılarını ısırıp yiyenleri saymıyoruz artık. Şimdi bu olursa olmaz. Ayasofya büyük bir kutsal ve sadece bizim için kutsal değil. Yahu hadi İslami açıdan bakıyoruz. Adamlar bizim camilere bile ayakkabılarını çıkarıp giriyorlar, koca Dünya Bankası Başkanı (Paul Wolfowitz) bile geldi, ayakkabılarını çıkarıp girdi camimize Edirne’de. İnsanlar gittiler yırtık çorabını konuştular. Allah akıl fikir versin ne diyelim. Bizimkiler de büyük adamlar ya, camilere ayakkabıyla giriyorlar utanmıyorlar. Sen koca Ayasofya’da bunu yapıyorsun, git İspanya’nın en küçük en ücra köyünde bir kiliseye gir de saygısızlık yap bakalım ne oluyor? Seni traktör yapar çift sürdürürler, sen Ayasofya’nın kıymetini bilmiyorsun. İçimdekini bir yere kusmam lazımdı, affola. Teoriden Pratiğe (kitabın adıyla gidelim) belirlediğimiz her strateji için milli çıkarları da gözeterek belirli amaçlarımız olmalı ve bunları uygulamalıyız. Bir başlayalım da gerisi gelir şeklinde uluslararası bir plansızlık, tutarsızlık olmaz. Kitapta da bu ve benzeri konularda ilerleyen, Ahmet Davutoğlu ile yapılan röportajlar başta olmak üzere ilerleyen bir yazı dizisi bizleri karşılıyor. Burada aslında faydalanmak istersek karşımıza çıkanlar çok yararlı olacaktır. Yurt dışı kültür ve yaşayışına dair bilgiler de alabiliriz, siyasi alanda araştırma yapanların neler yapabileceği ve nasıl davranabileceği yönünde bilgiler de alabiliriz, ha böyle yapılıyor madem siz neden yapmadınız gibi eleştiriler de yapabiliriz yani tamamen algı odaklı bir sistem diyebiliriz. Biz tabi işimize yarar dediklerimizi alacağız bir kenara. Belki lazım olur kim bilir. En iyi öğrendiğimse büyük bir kültür farkı olduğu ve yabancı dediğimiz insanların karar alırken ani ve aceleci karar vermedikleri oldu. Sanırım tanıdık gelmiştir. Hepimize iyi okumalar dilerim..
Teoriden Pratiğe
Teoriden PratiğeAhmet Davutoğlu · Küre Yayınları · 201330 okunma
·
335 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.