İgnatius Perrish, Gideon adlı küçük bir kasabada yaşar ve zengin bir aileye sahiptir. İg, lise yıllarında kilisede tanıştığı Merrin'e aşık olur. Birbirini seven bu iki genci yıllar sonra ayıran şey ise ölümdür. Merrin İg ile kavga ettikten sonra ormanlık alanda ölü bulunur. Tüm basın, kasaba halkı hatta İg'nin ailesi ve arkadaşları bile Merrin'i onun öldürdüğünü düşündüğü için İg onlardan uzaklaşır. Aradan geçen bir yıl sonunda bir sabah uyandığında İg aynadaki yansımasına bakar ve alnında boynuzlarının çıktığını görür. Asıl garip olan ise diğer insanların boynuzları görmelerine rağmen bunu umursamamalarıdır. İnsanlar İg'yi gördüklerinde farkında olmadan bütün düşüncelerini iyi veya kötü ona anlatmaya başlarlar. Ayrıca İg birine dokunduğu anda da kişinin bütün hayatı boyunca yaptığı kötülükler film şeridi gibi gözlerinin önünden geçer. Bütün bunların sebebi de boynuzlar. İg, bu sayede Merrin'i kimin niçin öldüğünü öğrenir ve intikam için plan yapmaya başlar. Gitgide şeytana dönüşen genç adam sevdiği insanlarla karşı karşıya kalacaktır. Yazarı uzun zamandır okumak istiyor ama erteliyordum. Şimdi keşke daha önce okusaymışım diyorum. Harika bir kitaptı. Baştan sona merakınızı ayakta tutuyor. Geçmiş ve günümüze dönüşlerde belirleyici bir yazı yok ama zorlanmadan anlıyorsunuz. Korku, gerilim, merak herşey vardı. Hatta kitabın bir yerinde ağlamış bile olabilirim. Yazarın kalemi çok iyi. Tabi bazı yerlerde King'in etkisini görmemek mümkün değil. Stephen King'in oğlu olmasından dolayı zaten beklentim yüksekti ve beklentimi kesinlikle karşıladı. Çok iyi bir kurgu okudum ve türü sevenlere şiddetle tavsiye ediyorum.

BoynuzlarJoe Hill · İthaki Yayınları · 2020152 okunma

62 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Gül OKUTAN