İnsanlığın tarihini milattan önceki dönemi baz alarak anlatan ve insanın ilk ortaya çıkışından itibaren insanlığın gelişim sürecini tarihin farklı zaman dilimlerinden ve dünyanın farklı konumlarından örnekler vererek anlatmıştır. İlkel toplumdan barbar topluma, barbar toplumdan da uygar topluma geçiş süreci bir anda gerçekleşmeyip farklı noktalarda ve dönemlerde evrimleştiği gözlemlenmiştir. Childe'nin uygarlıklardan ziyade devletlerin çöktüğü ve uygarlıkların bilim, sanat ve kültür gibi dallarda kendisini geliştirmeye devam ettiği söylemi oldukça ilgi çekiciydi. Avcılık ve toplayıcılıktan günümüze kadar olan süreçte 3 devrim niteliğinde kırılma noktası vardır. Bunlardan sonuncusu hepimizin bildiği Sanayi Devrimi. Fakat Childe, Sanayi Devrimi'ne benzer etkiye sahip 2 kırılma noktası olduğunu belirtmekte. Bunlardan ilki insanların avcılık ve toplayıcılığı bırakıp üretim dönemine geçişi büyük değişmelere yol açmıştır. Childe bu değişime neolitik devrim adını vermektedir. Bunun sonucunda oluşan üretim fazlalığı sayesinde nüfus hızla artmış ve toplumsal yapıyı komple değiştirmiştir. Üretim ile oluşan artı ürün sayesinde üreticilerin oluşturduğu toplumsal yapı yerini tüccarlık, askerlik, katiplik gibi mesleklerin ortaya çıktığı toplumsal yapıya evrilmiştir. Childe bu değişimi kentsel devrim olarak adlandırmıştır. Bu devrimi hazırlayan ön koşullarda madenciliğin, ticaretin hızla geliştiği gözlemlenmiştir. Özellikle oluşan üretim fazlalığı sayesinde toplumlar etkileşimde oldukları diğer toplumlar ile ticari ilişkilerde bulunmuş ve bu sayede ticaret hızla gelişmiştir. Bir diğer dikkat çekici nokta da insanlığın evrimsel sürecidir. İnsanlar doğaya uyum sağlamak için diğer canlılar gibi kürk çıkartmak, pence geliştirmek gibi fiziksel evrimlerden geçmemiştir. Örneğin buz çağının gelmesi ile filler soğuğa uyum sağlamak için kürk geliştirmiş ve bunun sonunca mamut türleri ortaya çıkmıştır. Fakat buzul çağının sona ermesi ve havanın ısınması ile ekstrem soğuklara alışmış olan mamutlar için onları hayatta tutan kürkler artık onlar için hayatta kalmalarının önündeki en büyük engeldir. Öte yandan insan, hava soğuduğunda hayvanlardan elde ettikleri kürkleri giyip havalar ısındığında bu kürkleri çıkartmıştır. Avlanmak için pençe ve dişler yerine keskin aletler geliştirmişlerdir. Yani, insanlar, hayvanların kalıtsal miraslarından ayrı olarak kültürel miras ile gelişimini sürdürmüştür. İnsanın tarihine bakacaksak ateşe değinmeden olmaz. Ateşin bulunması ile insanlar ilk kez doğa üzerinde control sahibi olduklarını hissetmiştir. Soyut düşüncenin gelişimini tetikleyen bu buluş sayesinde insanlığın gelişimi hız kazanmıştır.

Kendini Yaratan İnsanGordon Childe · Varlık Yayınları · 2006151 okunma

·

413 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Faruk Yazgeç