Orada darağacı,
burada yağlı urgan,
bir de calladın
kan kırmızısı sakalı!
Herkes kendi halinde,
ah, bir de öldürücü
bakışları yok mu onların!
Bildiğim şeylerdir,
bunlar benim,
bilirim olup-biteni,
yüzlerce kez
asılmaktan
ve haykıracağıma
gülerek
şaşkın yüzünüze:
"Her şey boşuna,
beni asmanız yetmez"
Ölmek mi?
ruhu çoktan
ölmüş olan!
Zaman dilencileri,
ey siz,
kıskanın gizlice
sizde hiç olmayacak
olanı
Kıvranırım acıyla,
evet,
acı yakar beni
Siz, her an ölen,
ben ise hep dirilenim
yüzlerce kez asılmaktan,
nefesim ben,
hem sis ve pus,
hem de
kamaştıran güneşim;
Her şey boşuna
ve yine boşuna,
beni asmanız yetmez.
Ölmek mi?
Ölemem ki ben,
ruhu çoktan
ölmüş olan!
Sayfa 19 - GK Yayınları - Almanca aslından çeviren: Prof. Dr. Yüksel KOCADORUKitabı okuyacak