Edebiyat eleştirmenleri tarafından modern romanın kurucusu kabul edilen Falubert,hepimizin bildiği Madame Bovary eseri ile 19. yüzyılın toplumsal gerçekliğini, taşralı kadının mutsuz hayatını en iyi şekilde ifade ettiği için Fransa'da ciddi tartışmalara neden olsada realist akımı başlatan kişilerden biri olarak ilk sırayı aldı.
:
Flaubert çocukluğunda halk tiyatrosunda gördüğü Antonius oyunu ve İtalya seyahatinde gördüğü ünlü Felemenk ressamı Beuegel’in Antonius’un Şeytan’la savaşını türlü ayrıntılarıyla gösteren tablosundan etki altında kalıp Yirmi sekiz yıl boyunca
‘Ermiş Antonius ve Şeytan’ı kendine has üslubuyla kurguluyor.
Dünya ve sanat görüşlerini dinler tarihi ile harmanlayıp romansı,şiirsel ve destansı anlatımıyla ele alıyor.
Flaubert senelerinin emeğinde neler mi anlatıyor…
İslamiyet öncesi inanışları,dinleri ele alıp kutsal kitaplardaki emirleri,tanrı inancını,yedi ölümcül günahı,sihirbazlığa dair düşüncelerini sorguluyor.Şeytanın insanları nasıl kandırdığını ele alırken içindeki Tanrı inancı olanların ne olursa olsun kandırılamayacağını ,sözlerinin aralarında gizlice vurguluyor.
Gelelim kurgumuza…
Mısır’da keşişlerin yaşadığı çölde,köhne kulübesinde hasır örerek hayatını sürdüren Aziz Antonius kendisini Tanrı yoluna adamıştır.Her gün kendine ait kitabını okuyup dualar ederken bazı sesler duyar . Kimi zaman Saba Melikesi Belkıs,kimi zaman da farklı Tanrıların suretlerinde yanına gelen Şeytan , Antonius’u yolundan döndürmeye çalışıyor.Gelenler ile neler konuşuyor,şeytan neler söylüyor merak ediyorsanız ve
karmaşanın içinde bulmaca çözer gibi okuma yapmak isteyenler için muhteşem okuma olacak. 
Gustave Flaubert
·
175 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.