Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

188 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
hayatım bir toplu iğne bile etmez gözümde
Hamlet’in Shakespeare’in kalemine doğmasının üzerinden 4 asır geçti. Zamanın tozuna karışmadı ama kafaları karıştırdı… Edebiyatın Mona Lisa’sı denebilecek kadar muammalar içinde kalmış Hamlet üzerine bir iki kelam etme cesaretini kendimde bulabildim. Hamlet,çağdaşlarının aksine olaylara değil karakterlere odaklanan bir oyundur. Prens Hamlet’in düşüncelerini eylemleri ile değil monologlar ile öğreniriz, zaten eylemler süreksiz ve düzensizdir. Prens Hamlet’in babasının intikamı için harekete geçmesi, o dönemdeki iki saatlik oyunlara karşın dört saatte oynayan oyunun son dakikalarına denk gelir. Bu 4.042 satırlık dev eser nihayetinde Prens Hamlet’in intikamına bağlanan küçük olaylar haricinde monologlarla doldurulmuştur. Buna rağmen karakterler çok gizli bırakılmıştır keza Hamlet’in intikamını almada neden bu kadar geciktiği dört yüzyılı aşkın süredir cevap bulamamıştır. Olayı dallandırıp budaklandırmazsak Hamlet’in geç kalış sebebini Oidipus kompleksini işin içine katmadan anlayabiliriz. Hamlet eylemsizdir çünkü yazarının isteği üzerine sayfalarca acı çekmesi ve onu nutuklar halinde bağırması gerekir. Ayrıca, Hamlet babasının ölümünden amcasının sorumlu olduğunu öğrendiği an hain planlar peşine düşseydi, bu oyun neden trajik olacaktı? Shakespeare’in Belleforest’in Saxo çevirisindeki ve Ur-Hamlet’deki olayları biraz biraz metne dahil ettiğini kabul edersek elbette kendisi de imzasını atacak bir farklılık yaratmalıydı. Diğer oyunlarında da dikkatimizi çeken güçlü bir alt olay örgüsünden yoksunluk Prens Hamlet’in bekleyişine ve bu sürede çektiği acıyı haykırmasana sebep oldu, güzel de oldu. Hamlet’in deli taklidi yaptığı falan da yoktur. Zaten bu düşünce yüklü adam amcasının ve annesinin ihaneti sonrası aklını koruyamazdı. Bana kalırsa Hamlet asıl annesini suçlu bulur çünkü amcayla evlenmekle Hamlet’in aklındaki o sadık kutsal kraliçe imajını yerle bir etmiştir. Bu noktada Oidipus kompleksi çok konuşulmuş, zaten bizim devirde insanın yaptığı her davranış geçmişteki travmalarına bağlanır oldu, pürüzsüz bir çocukluğunuz olduysa sizden şanslısı yok! Babanızın amcanız tarafından öldürüldüğünü öğrenseniz ve bu adamla anneniz cenaze yemeklerinin düğünde de yeneceği kadar hızlı bir biçimde evlenmiş olsa siz de az çok Hamlet gibi düşünmez misiniz? Amcayı öldürürse onu cennette yollayacağı korkusuyla uzun bir süre sessiz kalır. Bunun, babasının kral oluşundan gelen otorite sebebiyle annesini ulaşamayacak bir amaç olarak gördüğü, babasını aslında kendisinin öldürmeyi planladığı ama ondan önce amcası davrandığı için onu suç ortağı olarak gördüğü ve kendisinin de onun kadar cezalandırılması gerektiğini düşündüğüyle ne ilgisi var ? Şu meşhur “olmak ya da olmamak” lafı bizim muhterem prensimizin ağzından dökülüyor. Onun için olmak, babasının intikamını alıp kralı öldürmek iken; olmamak, intikamından vazgeçmek demektir. “Ey düşüncem, bundan böyle ya kana boyan, Ya da beş para etmediğine yan.” Böyle konuşmasına bakmayın, kendisi zehirli kılıçla yaralandıktan sonra öldürür ancak düşmanını. Bu cinayeti işlerse onu cennete göndereceğinden korkar bu yüzden kralın içki içip kumar oynadığı, şehvete yenik düştüğü anları kollar ya da kendisini zehirli bir kılıçla öldürttüğü anı… Hamlet’in intikamına az çok herkes hak verir ama dostları olduğu söylenen Rosencrantz ve Guildernstern’i ellerine kendi ölüm fermanlarını verip İngiltere kralına göndermesine kimse hak payı çıkarmaz. Hakkında konuştuğumuz, Külkedisi’nden sonra en çok sinemaya uyarlanan oyun beğenildiği kadar tiyatro türünün gerekliklerini yerine getirmediği söylenerek aşağı da görülmüştür. Ama gel gelelim hikayenin nerden alıntı olduğu belli değil, kimin yazdığı belli değil, yazım tarihi belli değil… İhtimaller denizinin derinliklerinde yüzüyor….
Hamlet
HamletWilliam Shakespeare · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202045,3bin okunma
··
666 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.