Bir aşk(!) hikayesi üzerinden Bosna tarihi ve özellikle 20. yüzyılın sonundaki katliamı anlatan kitabın hikayesi evli ve iki çocuğu olan gazeteci Nimeta'nın kocasıyla ilgili problemleri ve yasak aşkı ile başlıyor. Sonra sayfalarda tarihi bir yolculuğa çıkıyorsunuz. Savaş öncesi durumu anlattığı bu kısım bazı okuyucular için biraz sıkıcı gelse de Osmanlı - Balkanlar, Bogomillik gibi Bosna Tarihi ile ilgili bazı detayları ve Boşnakların tarih boyunca yaşadığı sıkıntıları içeriyor. Kronolojik gitmiş bir tarih yok ancak geçmişle günümüz arasında dramatik köprüler kurulmaya çalışılmış. Ve Nimeta aşkını bitirip acı çektiği sırada fark eder ki bireysel acılar yerini topluca verilen yaşam mücadelesine bırakmıştır. Kitapla ilgili en büyük sıkıntı 'Sevdalinka' metaforunun kullanılmaya çalışılırken yasak aşk ile bağdaştırılmaya çalışılması. Hatta bu noktada karakter bazen masum gösterilmeye ve hak verilmeye zorlanmış. Yazar tüm tuşlara basarak hepsini harmanlamak istemiş ama bazı noktaları zedelemiş olduğunu düşünüyorum. 92-95 yılları arasında planlı yapılanlar içerisinde Boşnakları önemli saydıkları aile yapılarından vurma vardı. Ayrıca Boşnak tarihi ve kültürüne ait olan Sevdalinka bu değil, yaşanılan acılar da yasak aşk ile birleşmemeliydi. Daha farklı bir karakterle bu metaforu kullanmasını tercih ederdim. Bunun dışında acıtan ve dönemin acılarına dikkat çekmeyi başarmış bir roman. Kitabı ağlarken okumaya çalışırp sanki korku filmi izler gibi gözlerimi kapattım, bazen de bırakın ağlamayı kitabı kapatım okuduklarımı günlerce sindirmek istedim. Çünkü okuduğunuz her acının gerçekten yaşanmış olduğu gerçeği, insanın insana yaptığı bu korkunç zulmü yine başta Batı dünyası ile insanların buna sessiz kalışının yüzünüze sert bir tokat gibi vurması... Sarajevo'yu çocuk yaşta ziyaret etmiş, binaların bile savaşın izlerini ve acılarını üzerinden atamayışlarını, köprülerden geçerken, yollarda giderken gördüğünüz toplu mezarların beyazlığı ile bu satırların etkisi daha fazla olacaktır.

SevdalinkaAyşe Kulin · Remzi Kitapevi · 012,9bin okunma

·

154 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Elif Hatice İlkkurşun