Bu kitabı okurken; nasıl yapsam, nasıl anlatsam da insanlar da okusa diye düşünerek okumadan edemedim. Kitap başucu kitabım oldu artık. Gerçekten çok değerli bilgiler barındırıyor ve bu kitabı nasıl anlatacağım diye düşünme yükünden de severek takip ettiğim Prof.Dr. Nevzat Tarhan :)) Beni kitabın son sayfalarında kurtarmış. Şimdi sizlere son sayfadaki alıntıyı paylaşmak istiyorum. Paylaşmadan önce de: " Her ferdimizin kesinlikle okuması ve okumakla da yetinmeyip kitabı harfiyen sindirmesinin icap edeceğini düşünüyorum." Böylelikle etrafınızda da gezinen kişilik tiplerine karşı bir bilginiz, onlara karşı nasıl davranılması gerektiğine karşı da bir stratejiniz oluşur. Çünkü bu kişilik tipindeki insanlar malesef birilerinin hayatlarını zindan etmeye devam ediyor. Ve şunu da söylemem gerekir ki : Hayatın bize ne getireceği hiç belli değil. Bu nedenle bizde bu kişilik tiplerine dönüşüp etrafımızdaki insanlara hayatı zehir edebiliriz. Bunu da bu kitapla bir nebze önleyebiliriz belki... Ve politik de bir kitap. Bilmemiz gereken çok şey var: Oy kullanan bireyler olarak... Boynumuzun borcu. Her ne kadar Zengin kesim az oranda etkilense de , yoksul kesime karşı "İnsanlık" borcumuz ve vazifemiz.
"Bu kitapta kapsanan konuların çoğu sevgi, saygı, güven duygusunun önemine işaret eder. Baskıcı yaklaşımların insanı
ahlâksızlaştırdığı, iki yüzlülüğe, samimiyetsizliğe ittiği
vurgulanır. Siyasî ve askerî otoritenin kültürel inanç sistemini göz önüne almasına uyarı niteliği taşır. Bir toplumda sevgi, saygı ve güvenin azalması, sosyal ilişkileri düzenlemeyi zorlaştırır. Bireyler arası kavgaların artması, toplumsal huzurun bozulması sonucunu doğurur, insanları yalnızlığa iter.
Ekonomik hareketlilik azalır. Barış ve huzurun yaygınlaşması için insan psikolojisini
merkez alan politikalar üretmek ön planda yer alacaktır. Postmodernizm böyle diyor."
Bu değerli kitabı bizlerle buluşturan, halkı bilinçlendirmeyi boynunun borcu bilmiş Prof.Dr.Nevzat Tarhan'a çok teşekkür ediyorum.